Ayet
-
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَٓاءَكُمُ الرَّسُولُ بِالْحَقِّ مِنْ رَبِّكُمْ فَاٰمِنُوا خَيْراً لَكُمْؕ وَاِنْ تَكْفُرُوا فَاِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِؕ وَكَانَ اللّٰهُ عَلٖيماً حَكٖيماً
﴿١٧٠﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Genel olarak inkârcıları ve özel olarak da Ehl-i kitabı muhatap alan önceki âyetlerde bunların dayanakları çürütüldüğü ve taleplerinin anlamsızlığı açıklandığı için içlerinde Arabistan müşriklerinin ve çevrede yaşayan Ehl-i kitabın da bulunduğu bütün insanların hak dine çağrılmalarına uygun bir zemin hazırlanmış oldu. Bu sebeple önce bu âyette bütün insanlar, takip eden âyette ise Ehl-i kitap hak dine, tevhid inancına davet edilmektedir.
Resûlullah’ın Allah’tan getirdiği gerçek Kur’an’dır ve İslâm’dır. Allah bütün insanları bu dine inanmaya çağırmaktadır. Kur’an’ın nâzil olduğu yerde ve zamanda “Ey insanlar!” denildiği zaman bundan yakın çevredeki inkârcılar, müşrikler anlaşılsa bile “bütün insanlara yönelik” bir çağrıyı Arabistan kıtasına ve müşriklere özgü kılmak ilâhî maksada uygun değildir. Çünkü Kur’an âyetleri insanların, bunlardan ibaret olmadığını, çeşitli ırk, renk, dil ve kültürden olan başka insanların da bulunduklarını açıklamaktadır. Hz. Peygamber de İslâm davetini Arabistan yarımadası ve Arap kavmi ile sınırlı tutmamış, Habeşistan’dan İran’a ve Bizans’a kadar dünyanın dört bucağına ulaştırmaya çalışmıştır.
Allah’ın kullarını imana ve iyi davranışlarda bulunmaya (amel-i sâlih) çağırması –hâşâ– kendisi buna muhtaç olduğu için değildir. Çünkü insanlar da dahil olmak üzere bütün yaratılmışlar O’na aittir, O’nun mülküne dahildir. İman ve sâlih ameller insanlara lâzımdır, buna muhtaç olan insanlardır, dünya ve âhiret mutlulukları imana ve sâlih amele bağlıdır. Bu sebeple insanlar için hayırlı olan davranış, dini inkâr ve ilâhî emirlere isyan etmek veya bunlara karşı ilgisizlik değil, iman ve sâlih amellerdir.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 187-188