Ayet
-
اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ يَزْعُمُونَ اَنَّهُمْ اٰمَنُوا بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُرٖيدُونَ اَنْ يَتَحَاكَمُٓوا اِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ اُمِرُٓوا اَنْ يَكْفُرُوا بِهٖؕ وَيُرٖيدُ الشَّيْطَانُ اَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلَالاً بَعٖيداً
﴿٦٠﴾
-
وَاِذَا قٖيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا اِلٰى مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَاِلَى الرَّسُولِ رَاَيْتَ الْمُنَافِقٖينَ يَصُدُّونَ عَنْكَ صُدُوداًۚ
﴿٦١﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Önceki âyette “Allah’a ve âhirete gerçekten iman edenlerin, anlaşmazlıkları Allah’a ve resulüne götürecekleri” ifade buyurulmuştu. Bu âyette ise “inandım” dedikleri halde gerçekten inanmayanların (münafıklar) anlaşmazlık çıktığında nasıl hareket ettikleri anlatılıyor ve onların şahsında âdeta bir iman testi yapılıyor. Hz. Peygamber’in Medine hayatı başladığında bazı yahudiler menfaatleri icabı İslâm’ı kabul etmiş gibi göründüler. İlk münafıklar arasında bunlar da bulunduğu için “... senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenler” ifadesi kullanılmıştır. Âyet için birkaç nüzûl sebebi rivayet edilmiştir. Bunların tamamında ortak olan unsur, mümin olduğu veya mümin göründüğü halde anlaşmazlığı Allah’a ve resulüne götürerek çözmeye razı olmamak, bir başkasını (tâgutu, meselâ Kâ‘b b. el-Eşref’i veya kâhin Ebû Bürde el-Eslemî’yi) onların yerine koymak ve onun çözümüne rızâ göstermektir (nüzûl sebepleri için bk. Buhârî, “Şirb”, 6-9; Müslim, “Fezâil”, 129; İbn Kesîr, II, 304-305; Şevkânî, I, 544).
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 89