Ayet
-
اِنَّمَا التَّوْبَةُ عَلَى اللّٰهِ لِلَّذٖينَ يَعْمَلُونَ السُّٓوءَ بِجَهَالَةٍ ثُمَّ يَتُوبُونَ مِنْ قَرٖيبٍ فَاُو۬لٰٓئِكَ يَتُوبُ اللّٰهُ عَلَيْهِمْؕ وَكَانَ اللّٰهُ عَلٖيماً حَكٖيماً
﴿١٧﴾
-
وَلَيْسَتِ التَّوْبَةُ لِلَّذٖينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّـَٔاتِۚ حَتّٰٓى اِذَا حَضَرَ اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ اِنّٖي تُبْتُ الْـٰٔنَ وَلَا الَّذٖينَ يَمُوتُونَ وَهُمْ كُفَّارٌؕ اُو۬لٰٓئِكَ اَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَاباً اَلٖيماً
﴿١٨﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Önceki âyetin sonunda zina suçu işleyenlerin tövbesinden söz edildiği için bu iki âyette gerçek, samimi, kabule şayan tövbenin ne olduğu ve ne olmadığı açıklanmıştır. Buna göre insanlar hak dine inanan ve inanmayanlar diye ikiye ayrılır. Hak dine inanmayanların tövbesi ona iman etmektir; iman, daha önceki inkârcılıkla o hal içinde işlenmiş günahların bağışlanmasını sağlar. Hak dine inananlar bilerek ve isteyerek günah işlemiş olurlarsa bunların tövbesi de yaptıklarından pişmanlık duymaları, samimi olarak Allah’a yönelip bir daha günah işlememek üzere söz vermeleriyle gerçekleşir.
Âyette geçen “bilmeden” ifadesi, “yapılanın kötülük veya günah olduğunu bilmeden” mânasında olmayıp, “bildiği halde iradesine hâkim olamayan, bilgisini uygulamayan, nefsine uyup kötülük yapan” mânasında kullanılmıştır. İnsanlar yaşadıkları müddetçe tövbe kapısı açıktır. Ne zaman akılları başlarına gelir ve tövbe ederlerse Allah’ın, vaadinin gereği olarak bu tövbeyi kabul buyurması ve günahkâr kullarını affetmesi umulur, lutfundan beklenir. Günahkâr kişi hayatının son saniyelerine kadar tövbe etmez, dünya hayatından ümit kestikten ve gayb âlemine dahil bulunan berzah ve âhiretle ilgili bazı gerçekleri gördükten, hissettikten sonra henüz can vermeden tövbe ederse, bu tövbenin sebebi, gayba imana dayalı samimi pişmanlık olmayıp yüz yüze gelinen cezadan kurtulmaya yönelik bulunduğu, tekrar kulluk ve itaat imtihanına fırsat da kalmadığı için kabul edilmeyecektir. Kabul edilmeyen bir başka tövbe de hayatını, hak dini inkâr içinde geçirdikten sonra ölen ve âhiret âlemini gördükten sonra pişmanlık duyanların tövbesidir. Bu da gayba iman ve samimi pişmanlıktan kaynaklanmadığı için Allah tarafından kabul edilmeyecektir. Bu hükmü teyit eden başka âyetler de vardır (bk. Bakara 2/162; Âl-i İmrân 3/91).
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 34-35