Ayet
-
وَمُصَدِّقاً لِمَا بَيْنَ يَدَيَّ مِنَ التَّوْرٰيةِ وَلِاُحِلَّ لَكُمْ بَعْضَ الَّذٖي حُرِّمَ عَلَيْكُمْ وَجِئْتُكُمْ بِاٰيَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَطٖيعُونِ
﴿٥٠﴾
-
اِنَّ اللّٰهَ رَبّٖي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُؕ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقٖيمٌ
﴿٥١﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Hz. Îsâ’nın kendisinden önceki ilâhî bildirimlerin hak olduğunu onaylayacağı, dolayısıyla tevhid inancının yerleşmesi için Allah tarafından görevlendirilen peygamber dizisinin bir halkasını teşkil edeceği, bununla birlikte onun getireceği dinin pratiğinde öncekine göre farklılıklar bulunmasına bir engel de bulunmadığı bildirilmektedir. Hz. Îsâ’nın artık helâl olduğunu bildirdiği hususlar, müfessirlerin çoğuna göre, İsrâiloğulları’nın yanlış tutumları sebebiyle kendilerine yasaklanmış olan bazı gıdalardır. Cumartesi günü çalışma yasağının da bu kapsamda olup olmadığı konusunda farklı görüşler vardır. Bazı tefsir kaynaklarında Hz. Îsâ’nın helâl olduğunu bildirdiği hususların, Hz. Mûsâ’dan sonra yahudi din adamları tarafından konan yasaklarla ilgili olduğu belirtilir (İbn Atıyye, I, 441; Zemahşerî, I, 191; Şevkânî, I, 380; bu haramlarla ilgili olarak bk. En‘âm 6/146).
Hz. Îsâ’nın kavmine söyleyeceği “Bana da itaat edin” sözünün öncesinde “Allah’a karşı gelmekten sakının” ifadesinin, sonrasında da “Kuşkusuz Allah benim de rabbim sizin de rabbiniz; öyleyse O’na kulluk edin, işte doğru olan yol budur” uyarısının yer alması göstermektedir ki, Hz. Îsâ kendine itaati asla kendi iradesinin kutsallığı anlamında takdim etmeyecek, aksine “kul” özelliğini ön plana çıkaracak ve kendisine itaatin ancak Allah’ın iradesine boyun eğmenin bir sonucu olması halinde değer taşıyacağı fikrini canlı tutmaya çalışacaktır.
Kur’an-ı Kerîm bu âyet-i kerîmede Hz. Îsâ’nın öğretilerine hâkim olacak ilkelerin daha dünyaya gelmeden annesine bildirilmiş olduğunu haber vermek ve başka birçok âyette de onun her vesileyle tevhid inancını yerleştirmek için çaba sarfettiğini açıklamak suretiyle, böylesine açık delillere rağmen bir dinin aslî hüviyetini değiştirip Hz. Îsâ’yı –hâşâ– Tanrı’nın oğlu şeklinde takdim eden din adamlarının ne ağır bir suç işlediklerine ve taklitçi bir zihniyetle bu inanca teslim oluveren kitlelerin ne büyük gaflet içinde olduğuna, tefekküre ve muhakemeye çağrıda bulunan farklı üslûplar içinde tekrar tekrar dikkat çekmektedir.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 578-579