Ayet
-
يَا مَرْيَمُ اقْنُتٖي لِرَبِّكِ وَاسْجُدٖي وَارْكَعٖي مَعَ الرَّاكِعٖينَ
﴿٤٣﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Bu âyette Hz. Meryem’e yapılan hitabın tekrar edilmesi, onun canı gönülden kulluk etmek ve bütün varlığını Allah yoluna adamak suretiyle ilâhî takdire mazhar olduğuna işaret eder. Yine bu hitapla Hz. Meryem’den aynı içtenlikle ibadete devam etmesi istenmekte, böylece 45-46. âyetlerde belirtilecek olan “annelik” müjdesine hazırlanmış olmaktadır. Zira orada görüleceği üzere, babasız bir çocuk dünyaya getireceği haberi –Allah’ın seçkin bir kulu olma yönünden– bir “müjde” olarak nitelenebilirse de, bunu çevresine izah etmenin ne büyük zorluklar taşıdığı dikkate alınınca, böyle bir haberi teslimiyet ve sevinçle karşılayabilmek ancak yüce Allah’ın beğenisini kazandığına inanmak ve O’na kul olabilmeyi her şeyin üstünde tutar hale gelmekle mümkün olabilirdi (İbn Âşûr, III, 244).
Yahudilik’teki ve Hıristiyanlık’taki namazın şekli hakkında hâlihazırdaki uygulama ile tarihî bilgiler ve Kitâb-ı Mukaddes’ten yapılan tesbitler karşılaştırılarak, bu âyette geçen “secde” ve “rükû” ile aynen İslâm’daki hareket şeklinin mi, o dinlere özgü farklı bir hareketin mi yoksa bu kelimelerin “taat, şükür, huşû ve tezellül” (ilâhî kudret önünde nefsini hiç sayma) gibi anlamlarının mı kastedildiği hususunda farklı yorumlar yapılmıştır (bk. Kāsımî, IV, 841-842; Reşîd Rızâ, III, 300; Elmalılı, II, 1097).
“Rükû edenlerle, eğilenlerle birlikte” kaydı da değişik şekillerde açıklanmıştır: a) Hz. Meryem’e erkeklerle birlikte ibadet mahallinde bulunma ve toplu ibadete katılma müsaadesi verilerek ona İsrâiloğulları kadınlarından farklı bir hususiyet kazandırılmıştır (İbn Âşûr, III, 244). b) Hz. Meryem mihraptan (kendine ayrılan bölümden) ayrılmazdı; bu hitapla mâbedde toplu ibadete katılmaya teşvik edildi (Reşîd Rızâ, IV, 300). c) O sıralarda kıyamda durup secde etmekle beraber rükûya gidenler ve gitmeyenlerin bulunması muhtemeldir. Hz. Meryem’den rükûya gidenlerle birlikte hareket etmesi istenmiş olabilir (Zemahşerî, I, 189). d) Bu âyet Meryem sûresinin 17. âyetiyle birlikte değerlendirildiğinde Hz. Meryem’in bir örtü arkasında durarak toplu ibadete katılmasına müsaade edildiği, mutlak olarak yorumlandığında ise Hz. Meryem’in erkeklerle ancak cemaatle namaz halinde beraber bulunduğu anlaşılır (bk. Elmalılı, II, 1097-1098). Süyûtî, bu âyetten hareketle kadınlar hakkında cemaatle namazın mendup olduğu (dinen teşvik edildiği) sonucuna ulaşmıştır (bk. Kāsımî, IV, 842).
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 560-561