Yûsuf Suresi - 37-38 . Ayet Tefsiri

Ayet


  • قَالَ لَا يَأْتٖيكُمَا طَعَامٌ تُرْزَقَانِهٖٓ اِلَّا نَبَّأْتُكُمَا بِتَأْوٖيلِهٖ قَبْلَ اَنْ يَأْتِيَكُمَاؕ ذٰلِكُمَا مِمَّا عَلَّمَنٖي رَبّٖيؕ اِنّٖي تَرَكْتُ مِلَّةَ قَوْمٍ لَا يُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَهُمْ بِالْاٰخِرَةِ هُمْ كَافِرُونَۙ
    ﴿٣٧﴾
  • وَاتَّبَعْتُ مِلَّةَ اٰبَٓاءٖٓي اِبْرٰهٖيمَ وَاِسْحٰقَ وَيَعْقُوبَؕ مَا كَانَ لَـنَٓا اَنْ نُشْرِكَ بِاللّٰهِ مِنْ شَيْءٍؕ ذٰلِكَ مِنْ فَضْلِ اللّٰهِ عَلَيْنَا وَعَلَى النَّاسِ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَشْكُرُونَ
    ﴿٣٨﴾

Meal (Kur'an Yolu)


﴾37﴿
Yûsuf şöyle cevap verdi: “Size erzak olarak verilecek yemek gelmeden önce, onun yorumunu mutlaka size haber vereceğim. Bu, rabbimin bana öğrettiklerindendir. Şüphesiz ben, Allah’a inanmayan, âhireti de inkâr eden bir kavmin (Mısırlıların) dininden uzak durdum.
﴾38﴿
Atalarım İbrâhim, İshak ve Ya‘kūb’un dinine uydum. Allah’a herhangi bir şeyi ortak koşmamız bize yaraşmaz. Bu, Allah’ın bize ve insanlara olan lütfundandır. Fakat insanların çoğu şükretmezler.

Tefsir (Kur'an Yolu)


Bu olay, Hz. Yûsuf’un risâletini tebliğe başladığı ilk olay olma­lıdır. Zira bundan önce tebliğde bulunduğunu gösteren herhangi bir işaret yoktur. Ona güvenen ve ondan rüyalarının yorumunu isteyen iki arkadaşına o, gayet nazik bir şekilde hitap ederek rüya yorumlama ilminin kehânet ve falcılık değil, Allah’ın, kendisine vahyettiği ilimlerden olduğunu bildirmiştir. Kendisinin Allah’a ve âhiret gününe inanmayan putperest Mısırlılar’ın dinine asla iltifat etmediğini, hak peygamber olan atalarının dinine mensup olduğunu ve bunların Allah’a ortak koşmalarının doğru olmadığını ifade etmiştir.

Mısırlılar o zaman putperest olup çeşitli tanrılara tapıyorlardı (İbn Âşûr, XII, 271); nitekim 39 ve 40. âyetler bunu ifade etmektedir. Burada dikkat çeken bir husus da Hz. Yûsuf’un, “Size rızık olarak verilen yemek gelmeden önce onun yorumunu mutlaka size haber vereceğim” diyerek yorum için bir vakit belirlemiş olmasıdır. Bu ifadeden, zindandakilerin dış dünya ile ilişkilerinin kesildiği, güneşin hareketini dahi izleme imkânlarının bulunmadığı, dolayısıyla, vakti ancak yemek, uyku ve havalandırma gibi olaylarla bildikleri anlaşılmaktadır. “Size rızık olarak verilen yemek gelmeden önce” ifadesini, mecaz olarak “olaylar başınıza gelmeden, rüyanız gerçekleşmeden önce” şeklinde anlamak da mümkündür. Hz. Yûsuf’un, “Bu (rüya yorumlama ilmi) rabbimin bana öğrettiklerindendir” meâlindeki ifadesi yüce Allah’ın ona rüya yorumlamanın dışında da şer‘î ilimler, hikmet, iktisat vb. birçok ilmi öğretmiş olduğuna işaret eder. Nitekim 55. âyette krala hitaben söyledikleri de bu yorumu destekler mahiyettedir.

Hz. Yûsuf, aynı zamanda İbrâhim, İshak ve Ya‘kūb aleyhisselâmın kendisinin ataları olduğunu söyleyerek kimliğini de ilk defa açıklamış bulunmaktadır. Ayrıca o, kendisinin Allah tarafından peygamber atalarına vahyedilen dini tebliğ etmek için seçilmiş olduğunu, dolayısıyla bir eğitim ve imtihan sürecinden geçtiğini biliyordu.


Kaynak :
Sesli ve Görüntülü Yayınlar
  • Diyanet TV

  • Diyanet Kur'an Radyo

  • Diyanet Radyo

  • Diyanet Haber

  • Diyanet Yayınları