Ayet
-
وَنَادَيْنَاهُ اَنْ يَٓا اِبْرٰهٖيمُۙ
﴿١٠٤﴾
-
قَدْ صَدَّقْتَ الرُّءْيَاۚ اِنَّا كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنٖينَ
﴿١٠٥﴾
-
اِنَّ هٰذَا لَهُوَ الْبَلٰٓؤُا الْمُبٖينُ
﴿١٠٦﴾
-
وَفَدَيْنَاهُ بِذِبْحٍ عَظٖيمٍ
﴿١٠٧﴾
-
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْاٰخِرٖينَ
﴿١٠٨﴾
-
سَلَامٌ عَلٰٓى اِبْرٰهٖيمَ
﴿١٠٩﴾
-
كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنٖينَ
﴿١١٠﴾
-
اِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنٖينَ
﴿١١١﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Kaynaklarda verilen ayrıntılı bilgilere göre Hz. İbrâhim, rüyasında aldığı buyruğu yerine getirmeye karar verip gerçekleştirmek üzereyken, bu tutumuyla Allah tarafından tâbi tutulduğu büyük teslimiyet sınavını kazandığı için Allah Teâlâ, Cebrâil aracılığıyla (Zemahşerî, III, 307) görkemli bir koç göndererek oğlunun yerine bunu kurban etmesini istemiş, İbrâhim de öyle yapmıştır. Hz. İbrâhim, daha önce yakılmayı göze alacak derecede tehlikelere göğüs gererek putperestlere karşı mücadele verdiği gibi bu defa da evlâdını kurban etme buyruğuna da tereddütsüz boyun eğmiş; bu büyük özveriye karşı yüce Allah hem onun vaktiyle ateşte yanmasını önlemiş hem de şimdi oğlunu ölümden kurtarmıştır. 105 ve 110. âyetlerde iki defa tekrar edilen, “İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz” ifadesi bu lutuflara işaret etmekte; 108-109. âyetlerde de İbrâhim’in sonraki bütün kuşaklar arasında selâm ve saygıyla anılmasının sağlandığı, isminin ebedîleştirildiği bildirilmektedir. Nitekim bugün de Hz. İbrâhim kitâbî dinlerde saygın bir yere sahiptir. Biz müslümanlar, bütün peygamberleri derin bir saygıyla andığımız gibi özellikle “Allahümme salli...” ve “Allahümme bârik...” diye başlayan dualarımızda Peygamber efendimizin yanında Hz. İbrâhim’i de anarız.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 546