﴾37﴿
Bunun üzerine Âdem rabbinden bazı kelimeler aldı (bunlarla tövbe etti); rabbi de onun tövbesini kabul buyurdu. Şüphesiz O, tövbeleri kabul buyuran ve rahmeti sınırsız olandır.
‹‹ Surelere Dön
Bakara Suresi
فَتَلَقّٰٓى اٰدَمُ مِنْ رَبِّهٖ كَلِمَاتٍ فَتَابَ عَلَيْهِۜ اِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحٖيمُ
﴿٣٧﴾
Meal
Tefsir
Yeryüzünde insan tek başına değil toplu olarak yaşayacaktır; rabbi onu sosyal bir varlık olarak yaratmıştır. Topluluk halinde yaşayan insanların arzu ve ihtiyaçlarının çatışmaması mümkün değildir. Çatışan arzular ve ihtiyaçlar anlaşmazlıklar ve düşmanlıkları beraberinde getirecek, insanlar birbirinin kurdu olacaklardır. Onları ıslah edecek, uygarlaştıracak, ihtiyaç ve arzuların kültür ve medeniyete kaynaklık etmesini sağlayacak bir nizama ihtiyaç vardır. İşte hak dinler bu nizamı koymak üzere gönderilmiştir. Ona uyanlar dünyada korkudan kurtulacak, hür ve güvenlik içinde yaşayacak; dileyen mümin, dileyen kâfir, isteyen sâlih, isteyen fâsık olabilecek; âhiret hayatında da sâlihler hüzün ve kederden kurtulup mutluluğa kavuşacak, kâfirler ise dünyada ettiklerinin cezasını çekeceklerdir. Kur’an’ın açık ifadesine ve buna dayalı İslâm inancına göre Hz. Âdem’in işlediği, bağışlanmamış, dünyaya taşınmış, nesline miras kalmış ve Hz. Îsâ’nın kurban edilmesine sebep teşkil etmiş bir “aslî günah” yoktur. Hz. Âdem’in davranışı ya günah değildir ya da Allah tarafından kendisine öğretilen ve onun da yerine getirdiği tövbe sayesinde temizlenmiştir. Ayrıca bütün hak dinlerin de adı olan İslâm’a göre kimse kimsenin günahını yüklenmez (Fâtır 35/18), suç ve günah şahsîdir. Yine yahudi ve hıristiyan kaynaklarından İslâmî geleneğe geçmiş bulunan kadın hakkındaki olumsuz telakki, yani “kadının şeytanlığı, fettanlığı, Âdem’in şeytana kanmasına ve cennetten çıkarılmasına sebep oluşu, bu yüzden ‘aslî günahın’ asıl sebebinin kadın olduğu, dünyada ondan uzak kalınması gerektiği...” inanç ve anlayışı da Kur’an’ın lafız ve ruhuna aykırıdır. Kur’ân-ı Kerîm bu macerada Hz. Âdem’le eşini birlikte (tekil değil, ikil olarak) anmakta, gerek Allah’ın uyarısına ve gerekse şeytanın saptırmasına birlikte muhatap olduklarını; ayak kaydıranın da kadın değil şeytan olduğunu açıklamaktadır. Bir insan ve Allah’ın bir kulu olarak kadının erkekten farkının bulunmadığı, kemal yolculuğu ve yarışında erkek ile eşit fırsata sahip bulunduğu ise pek çok âyette açık ve kesin olarak ortaya konmuştur (meselâ bk. Bakara 2/228; Ahzâb 33/35; Hucurât 49/13).
Ayetler
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14-16
17-20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31-33
34
35
36-39
40
41
42-43
44
45-46
47
48
49-59
60
61
62
63-64
65-66
67-73
74
75
76-77
78
79
80-82
83-84
85-86
87
88
89
90
91
92
93
94-95
96
97-98
99
100-101
102-103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122-123
124
125
126
127-129
130-132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146-147
148
149-150
151
152
153
154
155-157
158
159
160-162
163
164
165-167
168-169
170
171
172
173
174-175
176
177
178
179
180
181-182
183-184
185
186
187
188
189
190
191-192
193
194
195
196
197
198-199
200-202
203
204-207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226-227
228
229
230
231
232
233
234-235
236-237
238-239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249-250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262-264
265-266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278-279
280
281
282
283
284
285-286