Ayet
-
لَقَدْ تَابَ اللّٰهُ عَلَى النَّبِيِّ وَالْمُهَاجِرٖينَ وَالْاَنْصَارِ الَّذٖينَ اتَّبَعُوهُ فٖي سَاعَةِ الْعُسْرَةِ مِنْ بَعْدِ مَا كَادَ يَزٖيغُ قُلُوبُ فَرٖيقٍ مِنْهُمْ ثُمَّ تَابَ عَلَيْهِمْؕ اِنَّهُ بِهِمْ رَؤُ۫فٌ رَحٖيمٌۙ
﴿١١٧﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Tevbe kelimesi Allah’a izâfe edildiğinde, “Allah’ın, kulunun durumunu daha iyi bir hale çevirmesi, ona tövbe nasip etmesi ve tövbesini kabul etmesi” mânalarına gelir. Âyetteki (tevbe kökünden türetilmiş olan) birinci fiili, “kulun durumunu daha iyiye çevirme” mânasında anlamak bağlama daha uygun düşmektedir. Allah Teâlâ Hz. Peygamber’e Tebük Seferi’nin meşakkatlerine katlanıp bu seferi başarıyla tamamlamayı, büyük sevap ve müslümanlar için hayırlı neticeler elde etmeyi nasip etmiş, önceki durumuna göre onu daha mütekâmil bir duruma getirmiştir. Resûlullah’a bağlılıklarını koruyan muhacir ve ensara da bu zorlu sınav ile kusurlarından daha bir arınma ve ilâhî rızâya daha fazla yaklaşma fırsatı sağlamıştır. Moralleri bozulmaya yüz tutanlara, yani Hz. Peygamber’in sefer kararını birtakım tereddüt ve olumsuz düşüncelerle karşılayan veya sefer sırasındaki güçlüklerden ötürü geri dönmeyi akıllarından geçirmeye başlayanlara gelince, bağışlamak suretiyle onları bu aşağı mertebeden kurtarıp durumlarını iyileştirmiştir (İbn Atıyye, III, 92-93).
“Sıkıntılı zaman” tamlamasıyla Tebük Seferi’nin kastedildiği hemen bütün müfessirlerce kabul edilir. Gerek bu sefere hazırlık esnasında gerekse sefer sırasında Resûlullah ve müslümanlar büyük sıkıntılar çekmişlerdir. Siyer ve tefsir kitaplarında bazı sahâbîlerin yaptıkları fedakârlıklar, bir damla suya, bir lokma yiyeceğe ihtiyaç duyar hale gelen İslâm ordusunun bu sıkıntıdan kurtulması için Resûl-i Ekrem’in yaptığı dualar ve bunların mûcizevî sonuçlarıyla ilgili birçok rivayet yer alır (meselâ bk. Taberî, XI, 54-56; İbn Atıyye, III, 93).
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 68-69