Ayet
-
وَاٰخَرُونَ مُرْجَوْنَ لِاَمْرِ اللّٰهِ اِمَّا يُعَذِّبُهُمْ وَاِمَّا يَتُوبُ عَلَيْهِمْؕ وَاللّٰهُ عَلٖيمٌ حَكٖيمٌ
﴿١٠٦﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Tefsirlerde genellikle, Tebük Seferi’ne katılmadıkları için pişmanlık duymakla beraber 102. âyette belirtilenlerin aksine hatalarını itiraf etmeyen ve süratle tövbeye yönelmeyen bir gruba işaret edildiği belirtilir. Yaygın rivayete göre burada sözü edilen kimseler, 118. âyette –çileli bir bekleyişten sonra– tövbelerinin kabul edildiği bildirilen üç kişidir (Taberî, XI, 21-22; bu kişiler hakkında bilgi için 118. âyetin tefsirine bk.). Bu husus dikkate alınarak âyetin baş kısmına, “Bir diğer grup ise umutlarını Allah’ın buyruğuna bağlamış beklemektedirler” şeklinde mâna vermek de mümkündür. Yine, âyetin “tövbelerini kabul edecektir” şeklinde tercüme ettiğimiz kısmını “onlara tövbe nasip edecektir” şeklinde çevirmek de mümkündür. Bu âyetle 107. âyet arasında bağ kurarak orada değinilen münafıklardan bir grubun kastedildiği yorumunu yapanlar olmuşsa da (İbn Atıyye, III, 80), bu yorum zayıf görünmektedir. Zira 101, 102 ve 106. âyetlerde üç farklı gruptan söz edilmekte, bunlardan ikinci ve üçüncü gruptakilerin sefere katılmamaktan ötürü pişmanlık duydukları anlaşılmakta, sonuncular hakkında ise kesin hüküm belirtilmemektedir; oysa müteakip âyetlerde değinilecek olan münafıklar kesin ifadelerle mahkûm edilmektedirler.
Âyette değinilen kişilerin âkıbeti hakkında kullanılan ihtimalli ifade, kuşkusuz Cenâb-ı Allah açısından bir tereddüde işaret için değil, o kimselerin ruh hallerini açıklamak ve korku ile ümit arasında bulunduklarını belirtmek içindir (Râzî, XVI, 191-192).
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 58-59