Ayet
-
فَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالاً طَيِّباًࣕ وَاشْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ
﴿١١٤﴾
-
اِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةَ وَالدَّمَ وَلَحْمَ الْخِنْزٖيرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِهٖۚ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَحٖيمٌ
﴿١١٥﴾
-
وَلَا تَقُولُوا لِمَا تَصِفُ اَلْسِنَتُكُمُ الْكَذِبَ هٰذَا حَلَالٌ وَهٰذَا حَرَامٌ لِتَفْتَرُوا عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَؕ اِنَّ الَّذٖينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَ لَا يُفْلِحُونَؕ
﴿١١٦﴾
-
مَتَاعٌ قَلٖيلٌࣕ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَلٖيمٌ
﴿١١٧﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
İçinde bulundukları bolluk ve güvenlik ortamını kendisine borçlu oldukları Allah’a karşı nankörlük eden, üstelik yaptıklarının yanlışlığını göstermeye çalışan Allah elçisini de yalancılıkla suçlayan şehir halkının bu yüzden uğradığı açlığı, korkuyu ve başlarına gelecek büyük azabı bir uyarı örneği olarak hatırlatan âyetlerin ardından Allah’a hakkıyla kulluk eden kimselerin, O’nun verdiği nimetlerden yararlanırken kendisine şükretmeleri gerektiği bildirilmekte; sonra da bazı haram yiyecekler sıralanmaktadır (bu haramlar konusunda bilgi için bk. Bakara 2/173). Allah kuluna gereksiz ve faydasız yere zorluk çıkarmaz; hatta kul zorda kalırsa, kural olarak yasakladığı bazı şeylere geçici olarak izin de verir. Önemli olan, Allah tarafından konmuş olan hükümlere saygı duymamızı, nimetlerinden ötürü O’na minnettar olmamızı sağlayan, bizi haksızlık ve aşırılığa sapmaktan koruyan bir dindarlık duyarlılığına sahip olmaktır. Buna karşılık, Allah’ın hükümlerini önemsemeyip de haram ve helâl konusunu hafife alarak, aslında kendi keyfî arzularıyla uluorta hükümler koyup bunları Allah’ın hükümleriymiş gibi göstermeye kalkışmak, “az bir faydalanma” yani önemsiz dünya menfaatleri uğruna “Allah üzerine yalan uydurmak”, insanı ebedî kurtuluştan mahrum bırakacak ve “elemli bir azab”a götürecek ölçüde ağır bir suçtur.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 448-449