Ayet
-
وَلِلّٰهِ يَسْجُدُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِ مِنْ دَٓابَّةٍ وَالْمَلٰٓئِكَةُ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ
﴿٤٩﴾
-
يَخَافُونَ رَبَّهُمْ مِنْ فَوْقِهِمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَࣖ
﴿٥٠﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Göklerde ve yerde bulunan canlılar ve melekler de Allah’a secde eder, boyun eğerler. Ayrıca melekler asla kibre kapılıp âsi olmaz, serkeşlik etmez, Allah’ın yasalarından sapmazlar; O’na derin bir saygıyla kulluk eder, emredileni yaparlar. Canlı varlıklar içinde akıllı ve bilinçli olanların secdesi ibadet şeklinde, diğerlerininki ise itaat ve inkıyad şeklindedir. Esasen insanların fizyolojik ve psikolojik yapıları bile Allah’ın iradesiyle işlediğine göre, inkârcı olan da bu yönüyle diğer canlı ve cansız varlıklar gibi “inkıyad” mânasında her an Allah’a secde eder. Nitekim burada inkârcı ve isyankâr insanlar istisna edilmeksizin yerdeki canlıların tamamının Allah’a secde ettiği ifade buyurulmuştur.
“Göklerdekiler” sözü melekleri de kapsamakla birlikte onların Allah’a itaat ve ibadetleri diğer varlıklara göre en ileri derecede olduğu için bir takdir ifadesi olmak üzere özellikle anılmış olmalıdırlar. İnsanlar içinde inkârcı ve günahkârlar bulunursa da, melekler Allah’a ibadet konusunda asla kibir taslamazlar, küstahça tavır takınmaz; yüceler yücesi bildikleri rablerinden korkar, O’nun buyruklarına eksiksiz uyarlar. Bu âyet, meleklerin ismet (günahsızlık) özelliğine sahip olduklarını gösterir (Râzî, XX, 44-45).
Bağlamından dolayı “yüceler yücesi...” diye tercüme ettiğimiz metindeki min fevkıhim ifadesinin tam karşılığı, “onların üzerinden” şeklinde olduğu için, 50. âyete, bizim tercih ettiğimiz mânadan başka, “üstlerinden, yukarıdan gelecek olan azaptan dolayı rablerinden korkarlar...” mânası da verilmiştir (bk. Zemahşerî, II, 331; Kurtubî, X, 119).
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 405-406