Ayet
-
ذٰلِكَ بِاَنَّهُمُ اسْتَحَبُّوا الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِۙ وَاَنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرٖينَ
﴿١٠٧﴾
-
اُو۬لٰٓئِكَ الَّذٖينَ طَبَعَ اللّٰهُ عَلٰى قُلُوبِهِمْ وَسَمْعِهِمْ وَاَبْصَارِهِمْۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ
﴿١٠٨﴾
-
لَا جَرَمَ اَنَّهُمْ فِي الْاٰخِرَةِ هُمُ الْخَاسِرُونَ
﴿١٠٩﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Dinden sapmanın temelindeki ahlâkî ve psikolojik sebebin âhireti, yani Allah’ın huzurundaki mutlak sorumluluğu, kusursuz yargılanmayı dışlayan bir dünya düşkünlüğü olduğunu göstermesi, dünya tutkusuyla hidayet arasındaki zıtlığa işaret etmesi bakımından din psikolojisine ışık tutan ifadenin ardından 108. âyette bu şekildeki bir dünya tutkusunun, insanın mânevî hayatına ve yargılarına verdiği zararlar dile getirilmektedir. Her şey yüce Allah’ın kesin hükümleri, O’nun koyduğu düzen çerçevesinde gerçekleşmekte; insan bir kere kalbini inkâra açıp dünya hayatını âhirete tercih edince bunun ardından 108. âyetteki tabiriyle “gaflet”, yani düşüncesizlik ya da sağlıksız düşünme süreci başlamakta; artık onun gönlü, kulağı ve gözü mühürlenmekte; başka bir ifadeyle o kişi, âhiret kurtuluşu için kendisine lâzım olan şeylere zihnen ve ruhen kapalı hale gelmektedir. Görüldüğü gibi bu birkaç âyet, bütün karmaşık inkâr olaylarının “sehl-i mümtenî” kabilinden bir anlatımıdır.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 444