Ayet
-
وَلَا تَحْسَبَنَّ اللّٰهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَؕ اِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فٖيهِ الْاَبْصَارُۙ
﴿٤٢﴾
-
مُهْطِعٖينَ مُقْنِعٖي رُؤُ۫سِهِمْ لَا يَرْتَدُّ اِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْۚ وَاَفْـِٔدَتُهُمْ هَوَٓاءٌؕ
﴿٤٣﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma!” şeklinde çevirdiğimiz cümledeki zalimler –kavram olarak– Hz. Peygamber zamanının müşriklerini de içine almaktadır. Nitekim Lokmân aleyhisselâm da şirkin büyük bir zulüm olduğunu ifade etmiştir (Lokmân 31/13). Bununla birlikte müşriklerin dışındaki zalimleri de kapsamasına bir engel yoktur. Bu sebeple bazı müfessirler bu âyetin mazlumlar için bir teselli, zalimler için bir tehdit ifade ettiğini söylemişlerdir (Râzî, XIX, 141; İbn Âşûr, XIII, 246). Allah Teâlâ’nın, zalimleri yaptıklarından dolayı hemen cezalandırmayıp onlara mühlet vermesi, zalimin yaptıklarından habersiz veya zulme razı olduğu yahut zalimi cezalandırmaktan âciz bulunduğu için değil, onlara tövbe etme imkânı tanımak, tövbe etmedikleri takdirde âhirette gereken cezayı vermek içindir. Nitekim âyetler zalimlerin âhiretteki durumlarını tasvir etmekte ve oradaki cezanın daha şiddetli olacağını göstermektedir.
Kaynak :