Ayet
-
وَمِنْ اٰيَاتِهٖ مَنَامُكُمْ بِالَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَابْتِغَٓاؤُ۬كُمْ مِنْ فَضْلِهٖؕ اِنَّ فٖي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَسْمَعُونَ
﴿٢٣﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
İnsanın günlük yaşantısının iki temel görünümünden biri çalışmak diğeri dinlenmektir. Dinlenmenin doruk noktasını uyumak oluşturur; çalışmanın da en değerli biçimi, Allah’ın kendisine lutfedeceği nasibi aramak yani ulvî bir amaç uğruna gayret sarfetmektir. Günlük hayatın akışı içinde sıradan bir olay olarak gördüğümüz uyumanın gerçekte ne büyük bir nimet olduğunu ancak uyuyamama rahatsızlığı çekenler ile bazı dert ve ıstıraplar sebebiyle uykusuz kalanlar idrak edebilir. Şu beyitte bu husus çok güzel dile getirilmiştir: “Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir / Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat” (En uzun geceyi astrolog ve vakit uzmanı ne bilir. Gecelerin kaç saat olduğunu dert sahibine sor). Âyette uyumanın çalışmadan önce zikredilmesi de bunun önemine yapılmış bir vurgu sayılabilir. Zira çalışabilmek için istirahat gereklidir; yine istirahat vücudun tabii ihtiyacıdır, özünde gereklilik vardır, çalışma ise ihtiyaçlara göre devreye girer (Râzî, XXV, 112).
Normal çalışma düzeni içinde çoğu defa önemi farkedilmese de iş güç sahibi olmak hayatın düzen ve anlam kazanmasında büyük bir etkiye sahiptir. Konunun toplumsal boyutunu daha iyi görebilmek için, bir taraftan işsizlik probleminin çözümü amacıyla insanlığın geniş kapsamlı özel örgütler kurduğu gerçeğine, diğer taraftan da günümüz fütüroloji çalışmalarının ana konularından birini iş hayatındaki daralma ve tatil zamanlarının artması karşısında insan için uygun meşguliyetler bulunmasının oluşturduğuna dikkat etmek gerekir.
Âyet, çalışma konusuna sadece insan hayatındaki önemi açısından değinmiş olmayıp şu mesajları da içermektedir: a) İnsan çalışmalı, fakat elde ettiği nasibi kendinden bilmemeli, Allah’ın lutfu olduğu bilincini taşımalıdır. b) “Allah’ın lutfundan” şeklinde çevrilen min fadlihî ifadesinde “ziyade ve artma” anlamı vardır; şu halde kişi her gün kendini geliştirme, yükselme ve mevcut imkânlarını daha da arttırma çabası içinde olmalıdır. c) Nasibi aramaya koyulmak Allah’ın lutfunu sezmek ve ummaktır, hatta çalışarak kısmeti arayabilmenin kendisi bile Allah’ın fazlındandır (Elmalılı, VI, 3814).
Bunlardan dersler çıkarılabilmesi, “dinleyen kimselerden olma” şartına bağlanmıştır ki bu, gerçeklere kulaklarını tıkamamış, bilincini doğruları ve yanlışları ayırt etmeye açık tutan kişileri ifade etmektedir (Zemahşerî, III, 201).
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 305-306