Ayet
-
اِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَاقِعٌؕ
﴿٧﴾
-
فَاِذَا النُّجُومُ طُمِسَتْۙ
﴿٨﴾
-
وَاِذَا السَّمَٓاءُ فُرِجَتْۙ
﴿٩﴾
-
وَاِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْۙ
﴿١٠﴾
-
وَاِذَا الرُّسُلُ اُقِّتَتْؕ
﴿١١﴾
-
لِاَيِّ يَوْمٍ اُجِّلَتْؕ
﴿١٢﴾
-
لِيَوْمِ الْفَصْلِۚ
﴿١٣﴾
-
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا يَوْمُ الْفَصْلِؕ
﴿١٤﴾
-
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبٖينَ
﴿١٥﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Kıyametin kopması sırasında meydana gelecek kozmik çöküşü (meselâ bk. İbrâhim 14/18; Tâhâ 20/105; Müzzemmil 73/14) özetleyen açıklamaların ardından 11-13. âyetler, Allah Teâlâ’nın peygamberlerle ümmetleri arasında dünyada yaşanmış olan olumlu veya olumsuz ilişki hakkındaki nihaî sorgu, yargı ve kararını vereceği zamanı ifade eder ki bu zaman da kıyamet ve âhiret günüdür. Nitekim başka bir âyette de Allah’ın o gün peygamberleri toplayıp onların tebliğ ve davetlerine insanların nasıl cevap verdiklerinin sorulacağı haber verilmiştir (Mâide 5/109). İşte “ayırım günü”nden maksat bu sorgu ve yargı günü yani peygamberlerle onları yalancılıkla itham edenlerin arasında hükmün verileceği ve hak ile bâtılın ayırt edileceği kıyametin kopmasıyla başlayacak olan âhiret günüdür. 14. âyetteki soru cümlesi, o günün, Allah bildirmedikçe hiç kimsenin mahiyetini bilemeyeceği, tasavvur edemeyeceği olağanüstülüklere sahne olacağını ima eder. 15. âyet ise kıyamet ve âhireti yalan sayanların başlarına gelecek olan felâketin büyüklüğüne dikkat çekiyor. Bu ifade kalıbı sûrede on defa geçmekte olup her defasında izlediği âyetlerle ilgili özel bir anlam içerir. İnkârcılar, yalan saydıkları her ilâhî bildirim sebebiyle ayrı ayrı cezalandırılacakları için bunlar hakkında aynı ifade kalıbı tekrar edilmiştir.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 526-527