Ayet
-
وَنُرٖيدُ اَنْ نَمُنَّ عَلَى الَّذٖينَ اسْتُضْعِفُوا فِي الْاَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ اَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ الْوَارِثٖينَۙ
﴿٥﴾
-
وَنُمَكِّنَ لَهُمْ فِي الْاَرْضِ وَنُرِيَ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا مِنْهُمْ مَا كَانُوا يَحْذَرُونَ
﴿٦﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Hâmân, Firavun’un veziri veya saraydaki önemli şahsiyetlerden biri olup adı Kur’an’da altı yerde Firavun’la birlikte anılmaktadır (bk. Kasas 28/6, 8, 38; Ankebût 29/39; Gāfir 40/24, 36; bilgi için bk. Şaban Kuzgun, “Hâmân”, DİA, XV, 436-437). İlâhî irade Firavun’un istediği istikamette tecelli etmedi. Tam tersine Allah Teâlâ, onun zulmü altında ezilen, horlanan, fakir ve muhtaç duruma düşürülmüş olan, yok edilmek istenen İsrâiloğulları’nı zulümden kurtarıp hayırlı işlerde insanlara önderler yapmak, ülkelerinin vârisleri kılıp vaad ettiği topraklara güvenlik içinde yerleştirmek, kendilerine iktidar vermek istiyordu. Nitekim İsrâiloğulları soyundan insanlara din ve dünya hayatında önderlik etmiş olan birçok peygamber gelmiş, onlar Dâvûd ve Süleyman zamanında bölgenin en güçlü devletine sahip olmuşlardı (bk. Neml 27/ 15-44).
Kaynak :