Ayet
-
وَالَّذٖينَ يَقُولُونَ رَبَّـنَا هَبْ لَنَا مِنْ اَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ اَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقٖينَ اِمَاماً
﴿٧٤﴾
-
اُو۬لٰٓئِكَ يُجْزَوْنَ الْغُرْفَةَ بِمَا صَبَرُوا وَيُلَقَّوْنَ فٖيهَا تَحِيَّةً وَسَلَاماًۙ
﴿٧٥﴾
-
خَالِدٖينَ فٖيهَاؕ حَسُنَتْ مُسْتَقَراًّ وَمُقَاماً
﴿٧٦﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Müfessirler, “Bize mutluluk getirecek eşler ve çocuklar bahşet” duasındaki mutluluğun fiziksel güzelliklerle ilgisi bulunmadığını, burada inancı ve yaşayışıyla iyi ve erdemli eşlerin ve çocukların kastedildiğini önemle belirtirler. Bu isteklerin âhirete yönelik olduğunu ileri sürenler bulunmuşsa da bu görüş isabetli görülmemektedir.
Sûrenin buraya kadar açıklanan son bölümünde “Rahmân’ın has kulları”nın bazı güzel nitelikleri sıralanmıştır. Kuşkusuz Kur’an’ın insana ve insanlığa kazandırmak istediği güzellikler bunlardan ibaret değildir. 74. âyetin, “Bizi sana saygı ve itaatte kararlı olanlara öncü yap” şeklinde çevirdiğimiz son cümlesi, takvâ kavramı kapsamında, burada zikredilen ve zikredilmeyen bütün güzellikler için geçerli bir dileği içermektedir. Müminin hedefi, öncelikle ruh dünyasını Allah’ın iradesine uygun inançlarla, doğru düşünceler ve güzel duygularla, ahlâkî erdemlerle donatmaktır. Bu şekilde iç dünyasını zenginleştiren insan, eylemlerini de Allah’a saygı ve O’nun huzurunda bulunduğu bilinci ve sorumluluğu içinde gerçekleştirme çabası içinde olur. Asıl dindarlık da budur; bunun dışındaki dindarlık gösterileri ise nifaktır, riyâdır veya boş slogandır. İşte belirtilen anlamdaki gerçek dindarlığın Kur’an’daki adı takvâdır. Buna göre âyet, her müminin önüne takvâda, yani gerçek anlamdaki dindarlıkta en ileride, önde ve örnek olma şeklinde yüksek bir hedef koymaktadır.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 141