Ayet
-
كَلَّٓا اِذَا دُكَّتِ الْاَرْضُ دَكاًّ دَكاًّۙ
﴿٢١﴾
-
وَجَٓاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفاًّ صَفاًّۚ
﴿٢٢﴾
-
وَجٖٓيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْاِنْسَانُ وَاَنّٰى لَهُ الذِّكْرٰىؕ
﴿٢٣﴾
-
يَقُولُ يَا لَيْتَنٖي قَدَّمْتُ لِحَيَاتٖيۚ
﴿٢٤﴾
-
فَيَوْمَئِذٍ لَا يُعَذِّبُ عَذَابَهُٓ اَحَدٌۙ
﴿٢٥﴾
-
وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُٓ اَحَدٌؕ
﴿٢٦﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Kıyamet sahnelerini tasvir eden bu âyetler, benlik iddiasına, mal-mülk sevdasına kapılarak Allah’a ve insanlara karşı sorumluluğunu unutan insana, hayatın geçiciliğini, kıyametin dehşetini, bunun ardından kendisini bekleyen, hak ettiği büyük cezayı ve sonuç vermeyecek pişmanlığı hatırlatmaktadır.
“Rabbin gelip melekler de saf saf dizildiğinde” diye çevirdiğimiz 22. âyeti, selef dediğimiz daha çok ilk dönem müfessirleri herhangi bir te’vile gitmeksizin âyetin lafzına bağlı kalarak anlamışlardır. Bu âlimler, hesap gününde Allah’ın geleceğine inanırlar, fakat “gelmek”ten maksadın ne olduğu bilgisini Allah’a bırakırlar. Halef denilen sonraki müfessirler ise tenzih ilkesinden hareket ederek âyeti, “Allah’ın gelmesinden maksat O’nun emrinin gelmesidir” şeklinde te’vil etmişlerdir. Buna göre âyetin meâli şöyle olmaktadır: “Rabbinin emri gelip melekler de saf saf dizildiğinde...” Allah’ın veya emrinin gelmesi ve meleklerin saf saf olması gayb âleminden olduğu için bunların mahiyeti hakkında bir şey söylemek mümkün değildir. Müminlerin görevi âhiret hayatına ve dünyada yaptıklarından dolayı orada Allah’ın huzurunda hesap vereceklerine iman etmek ve bu imanın gereklerini yerine getirmektir.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 621