Ayet
-
وَلَا تُطِـعْ كُلَّ حَلَّافٍ مَهٖينٍۙ
﴿١٠﴾
-
هَمَّازٍ مَشَّٓاءٍ بِنَمٖيمٍۙ
﴿١١﴾
-
مَنَّاعٍ لِلْخَيْرِ مُعْتَدٍ اَثٖيمٍۙ
﴿١٢﴾
-
عُتُلٍّ بَعْدَ ذٰلِكَ زَنٖيمٍۙ
﴿١٣﴾
-
اَنْ كَانَ ذَا مَالٍ وَبَنٖينَؕ
﴿١٤﴾
-
اِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِ اٰيَاتُنَا قَالَ اَسَاطٖيرُ الْاَوَّلٖينَ
﴿١٥﴾
-
سَنَسِمُهُ عَلَى الْخُرْطُومِ
﴿١٦﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Müşriklerin ileri gelenleri hakkında inen bu âyetler, onların genel karakterlerinin güzel bir özetidir. “Ne idüğü belirsiz” diye çevirdiğimiz 13. âyetteki zenîm kelimesine müfessirler “bir toplumdan olmadığı halde onlara yamanmış olan, babası bilinmeyen, kötülüğü ile tanınan, faydasız kimse veya şey” anlamlarını vermişlerdir (bk. Râzî, XXX, 84-85). Zenîm kelimesinin burada özellikle günah işlemekten, haksızlık yapmaktan, zarar vermekten utanıp çekinmeyecek kadar tabiatı bozulmuş, insanlığını kaybetmiş, bu anlamda soysuzlaşmış kişiyi ifade ettiği söylenebilir. Bu âyetlerde Hz. Peygamber ve ona iman edenler uyarılarak anılan kötü niteliklerin tümünü veya bir kısmını taşıyan kimseye mal ve oğulları var diye yani zengin ve güçlü olduğu için boyun eğmemeleri istenmektedir.
“Yakında onun alnına (cehennemlik) damgasını vuracağız” diye çevirdiğimiz 16. âyet mecazi bir anlatım olup, güç ve zenginliğinden dolayı şımararak Allah, peygamber ve kitap tanımayan kimseyi yüce Allah’ın zelil ve perişan edeceğini, kibir ve gururunu kıracağını ifade eder.
Kaynak :