Ayet
-
اِعْلَمُٓوا اَنَّمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزٖينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِي الْاَمْوَالِ وَالْاَوْلَادِؕ كَمَثَلِ غَيْثٍ اَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ ثُمَّ يَهٖيجُ فَتَرٰيهُ مُصْفَراًّ ثُمَّ يَكُونُ حُطَاماًؕ وَفِي الْاٰخِرَةِ عَذَابٌ شَدٖيدٌۙ وَمَغْفِرَةٌ مِنَ اللّٰهِ وَرِضْوَانٌؕ وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ
﴿٢٠﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Kur’an’ın birçok âyetinde belirtildiği üzere insanın yaratılış amacından tamamen kopuk bir dünya hayatı anlamını, özünü yitirmiş, sadece biçimde kalmıştır. Belirtilen amacı göz ardı etmeden bu hayatın icaplarına uyulması ise zaten Kur’an’ın da insandan istediğidir; dolayısıyla bu gibi âyetlerde dünya hayatının mutlak anlamda mahkûm edildiği söylenemez. Diğer taraftan buradaki tasvir sırf inananlara değil inanmayanlara da aynı yargıya ulaşabilme imkânı sağlamaktadır. Zira inanmayan bir kimse de kabul etmek zorundadır ki, buradaki eylemleri ne kadar içerikli ve belli bir amaca dönük gibi görünürse görünsün, şayet bunlarla öteki âlem arasında kurulmuş fikrî bir bağ yoksa, –son tahlilde– onlar da yağmurun yeşerttiği, önce o işle meşgul olanları bile imrendiren ama sonra yavaş yavaş câzibesini kaybeden ve nihayet bir hiç haline gelen bitkiden farksızdır (ayrıca bk. En‘âm 6/32; Ankebût 29/64; Şûrâ 42/19-20).
Âyetteki temsilde dünya hayatı yağmura benzetilmekle beraber asıl benzetilen bitkidir. Bitkinin burada belirtilen evreleriyle insanın oyun, eğlenme, mal-mülk edinme ve çoluk-çocuğa karışma çağları arasında da bir benzerlik kurulabilir. “Çiftçiler” diye çevrilen küffâr kelimesi kâfirin çoğuludur. Bu kelime sözlükte “örten, gizleyen” anlamına geldiği için hem tohumu ekip üstünü örtmesi sebebiyle çiftçiye hem de Allah’ı ve gerçekleri inkâr edip üstünü örtmesinden dolayı inkârcı kişiye “kâfir” denmiştir. Burada “çiftçi” anlamı uygun düşmekle beraber, özellikle bu kelimenin seçilmesi, inkârcıların dünya hayatına düşkünlüklerine de bir göndermenin bulunduğunu düşündürmektedir (İbn Âşûr, XXVII, 404-406).
Âhirette iyilerle kötülerin elde edecekleri farklı sonuçlara işaret eden “ve” bağlacı alternatif belirtme anlamı taşıdığı için (Taberî, XXVII, 232; Şevkânî, V, 203), bu kısım “ya çetin bir azap yahut Allah’ın bağışlaması ve hoşnutluğu vardır” şeklinde çevrilmiştir (âhiretteki güzel sonucun iki yönlü oluşu ve Allah’ın rızâsına erişmenin önemi hakkında bk. Tevbe 9/72).
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 249-250