Ayet
-
وَاَنْ لَوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّرٖيقَةِ لَاَسْقَيْنَاهُمْ مَٓاءً غَدَقاًۙ
﴿١٦﴾
-
لِنَفْتِنَهُمْ فٖيهِۚ وَمَنْ يُعْرِضْ عَنْ ذِكْرِ رَبِّهٖ يَسْلُكْهُ عَذَاباً صَعَداًۙ
﴿١٧﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Müfessirler bu âyetlerin cinlerin sözü değil, sûrenin 1. âyetinin başında yer alan, “De ki ...” buyruğu ile bağlantılı olduğunu kabul ederler (Zemahşerî, IV, 170; Şevkânî, V, 355). Buna göre mâna şöyle olur: “Ey Peygamber! Muhataplarına, sana vahyolunan yukarıdaki bilgileri duyurduğun gibi şu gerçeklerin vahyolunduğunu da duyur: Eğer onlar teslimiyet gösterip hak yolda dosdoğru yürürlerse biz de kendilerini, içinde denemek üzere nimetlere boğarız...” Burada, doğru yolda gidenlere bolca nimetler nasip edileceği, ama bu lutufların daima bir fitne yani sınav ve deneme amacı da taşıdığı belirtilmektedir. Kur’an-ı Kerîm’de, inancı doğru, yaşayışı düzgün olanların nimetlerle, güzel bir hayatla ödüllendirileceği (meselâ bk. Nahl 16/97; Nûh 71/10-12); fakat bu lutufların aynı zamanda bir sınav yanının da olduğu (meselâ bk. Enfâl 8/28; Tâhâ 20/131; Zümer 39/49) başka yerlerde bildirilmiştir. 16. âyete şöyle de mâna verilir: Eğer onlar, içinde bulundukları inkârcılığa devam ederlerse istidrâc olarak onların rızıklarını çoğaltırız, sonunda zenginliklerine ve güçlerine güvenerek fitneye düşer, büsbütün sapkınlaşırlarsa onları hem dünyada hem de âhirette cezalandırırız (Taberî, XXIX, 72; Şevkânî, V, 356; istidrâc kavramı için bk. A‘râf 7/182). Bu mânayı destekleyen başka âyetler de vardır (meselâ bk. En‘âm, 6/44). 17. âyette de Allah’ı anmaktan yüz çevirenlerin çetin bir azaba atılacakları ifade buyurulmuştur.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 479