Ayet
-
وَالَّذٖي قَالَ لِوَالِدَيْهِ اُفٍّ لَكُمَٓا اَتَعِدَانِنٖٓي اَنْ اُخْرَجَ وَقَدْ خَلَتِ الْقُرُونُ مِنْ قَبْلٖي وَهُمَا يَسْتَغٖيثَانِ اللّٰهَ وَيْلَكَ اٰمِنْࣗ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّۚ فَيَقُولُ مَا هٰذَٓا اِلَّٓا اَسَاطٖيرُ الْاَوَّلٖينَ
﴿١٧﴾
-
اُو۬لٰٓئِكَ الَّذٖينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ فٖٓي اُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِؕ اِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِرٖينَ
﴿١٨﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
Ana babaların çocuk eğitimi, çocuğun kimlik ve kişilik kazanması konusunda önemli rolleri ve etkileri vardır. İstisnaları bulunmakla beraber ebeveynler, çocuklarının da kendileri gibi inanmalarını ister, bunun için çaba gösterirler. 17. âyet bu genel çerçeve içinde inanan ebeveyn ile inkâr eden bir evlât arasındaki tartışmayı tasvir ediyor. Hz. Ebû Bekir’in oğlu Abdurrahman, önce inanmaz iken sonra inanmış ve iyi bir insan olmuştur, Zeccâc gibi bazı tefsirciler âyetin bu olay üzerine geldiğini ileri sürmüşlerse de –burada örnek verilen evlat ve benzerlerinin cehennemlik oldukları âyette ifade edildiği için– bu yorum haklı olarak genellikle kabul görmemiştir. Muâviye’nin Medine valiliğine getirdiği Mervân b. Hakem, onun emri gereğince halkı Yezîd’in veliahtlığı için biat etmeye zorluyordu. Abdurrahman, “Bu Herakliyüs usulüdür, siz bunu mu getiriyorsunuz?” diyerek biata itiraz etti. Mervân, açıklamakta olduğumuz âyeti kastederek, “İşte bu âyet senin için gönderildi” dedi ve Abdurrahman’ın tutuklanmasını emretti. Abdurrahman kardeşi Hz. Âişe’nin evine sığınarak kurtuldu. Hz. Âişe, Mervân’ın hakaret ve iddiasını reddederek, “Bizim hakkımızda gelen âyet bu değil, benim beratımla ilgili olan âyettir” dedi (İbn Kesîr, VII, 266-267; Buhârî, “Tefsîr”, 46/1).
İleride, 29-33. âyetlerde cinlerin de Kur’an’ı dinledikleri, bir kısmının ona inandığı açıklanacaktır. 18. âyette hem bir gerçeği bildirmek hem de cinlerle ilgili bilgi edinmeye teşvik için “inkâr eden insanlarla beraber cinlerin de cezalarını çekecekleri” zikredilmektedir.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 34-35