Ayet
-
يَوْمَ هُمْ بَارِزُونَۚ لَا يَخْفٰى عَلَى اللّٰهِ مِنْهُمْ شَيْءٌؕ لِمَنِ الْمُلْكُ الْيَوْمَؕ لِلّٰهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ
﴿١٦﴾
-
اَلْيَوْمَ تُجْزٰى كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْؕ لَا ظُلْمَ الْيَوْمَؕ اِنَّ اللّٰهَ سَرٖيعُ الْحِسَابِ
﴿١٧﴾
-
وَاَنْذِرْهُمْ يَوْمَ الْاٰزِفَةِ اِذِ الْقُلُوبُ لَدَى الْحَنَاجِرِ كَاظِمٖينَؕ مَا لِلظَّالِمٖينَ مِنْ حَمٖيمٍ وَلَا شَفٖيعٍ يُطَاعُؕ
﴿١٨﴾
Meal (Kur'an Yolu)
Tefsir (Kur'an Yolu)
“Buluşma günü”nde yani âhirette olup biteceklerin bir özeti verilmektedir. Buna göre bütün insanlar, –dünyadayken yaptıkları eylemlerin hiçbiri Allah’a gizli kalmaksızın– yeniden hayat sahnesine çıkacaklar; kendisinden başka hiç kimsenin hükümranlık yetki ve imkânının bulunmadığı, sınırsız otorite sahibi, dolayısıyla tek ve mutlak hâkim olan Allah’ın âdil ve süratli yargılamasının sonunda hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapılmaksızın herkes dünyada yaptıklarının karşılığını bulacak; cenneti hak edenler cennete, cehennemi hak edenler cehenneme gönderilecektir.
Bir yoruma göre bütün insanlar mahşerde toplandıklarında bir görevli, 16. âyetteki ifadesiyle “Bugün hükümranlık kimindir?” diye seslenecek; bunun üzerine mahşerde toplananların hepsi bir ağızdan, “Elbette tek ve mutlak hükümran olan Allah’ındır!” diye cevap vereceklerdir. Soru soranın bir melekler topluluğu, cevap verenin de başka bir melekler topluluğu veya soru soranın ve cevap verenin bizzat yüce Allah olacağı yönünde görüşler de vardır (Râzî, XXVII, 46-47). 16. âyette, insanların ya inanmadıkları için hiç hesaba katmadıkları veya inanmakla birlikte gaflet ve ihmalleri yüzünden yeterince dikkate almadıkları âhiret gerçeğiyle yüz yüze gelince hissedecekleri korku ve çaresizliğin, içine düşecekleri yalnızlık halinin veciz ve sarsıcı bir ifadesi yer almaktadır.
Kaynak :