64
Ya'kub dedi ki: Daha önce kardeşi (Yusuf) hakkında size ne kadar güvendiysem, bunun hakkında da size ancak o kadar güvenirim! (Ben onu sadece Allah'a emanet ediyorum); Allah en hayırlı koruyucudur. O, acıyanların en merhametlisidir.
﴾64﴿
Ya‘kūb dedi ki: “Daha önce kardeşi Yûsuf hakkında size ne kadar güvendiysem, bunun hakkında da size ancak o kadar güvenirim! En iyi koruyucu Allah’tır. O, acıyanların en merhametlisidir.”
65
Eşyalarını açtıklarında sermayelerinin kendilerine geri verildiğini gördüler. Dediler ki: Ey babamız! Daha ne istiyoruz. İşte sermâyemiz de bize geri verilmiş. (Onunla yine) ailemize yiyecek getiririz, kardeşimizi koruruz ve bir deve yükü de fazla alırız. Çünkü bu (seferki aldığımız) az bir miktardır.
﴾65﴿
Hz. Yûsuf’un kardeşleri ödedikleri bedelin kendilerine geri verildiğini görünce erzak için tekrar Mısır’a gitme arzuları daha da arttı. Kardeşleri Bünyâmin’i kendileriyle göndermesi için babalarına karşı biraz daha ısrarda bulundular ve onu koruyacaklarına dair söz verdiler. Rivayete göre Hz. Yûsuf, bir kişiye bir deve yükünden fazla yiyecek vermiyordu. Onlara on deve yükü vermiş on birinciyi ise, kardeşleri Bünyâmin gelinceye kadar vermeyeceğini söylemişti.
Dipnot
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 245
66
(Ya'kub) dedi ki: Kuşatılmanız (ve çaresiz kalma durumunuz) hariç, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah adına bana sağlam bir söz vermediğiniz takdirde onu sizinle beraber göndermem!» Ona (istediği şekilde) teminatlarını verdiklerinde dedi ki: Söylediklerimize Allah şahittir.
﴾66﴿
Ya‘kūb şöyle cevap verdi: “Aşılamaz engellerle kuşatılmanız hariç, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah adına yeminle kesin söz vermediğiniz takdirde onu sizinle beraber göndermem!” Ona hepsi de kesin söz verince, “Söylediklerimize Allah şahittir” dedi.
67
Sonra şöyle dedi: Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi sizden savamam. Hüküm Allah'tan başkasının değildir. (Onun için) ben yalnız O'na dayandım. Tevekkül edenler yalnız O'na dayansınlar.
﴾67﴿
Hz. Ya‘kūb’un oğullarına şehre ayrı ayrı kapılardan girmelerini emretmesi iki şekilde yorumlanmıştır: ☼a) Oğulları gösterişliydiler ve güzel giyinirlerdi. Hep birlikte aynı kapıdan girdikleri takdirde onlara göz değeceğinden korkmuş, dolayısıyla ayrı kapılardan girmelerini emretmiştir. Göz değmesi olayının gerçek olup olmadığı konusu müfessirler tarafından tartışılmış olmakla birlikte, Hz. Peygamber’in, torunları Hasan ile Hüseyin’i kem gözlerden koruması için Allah’a dua ettiği rivayet edilmiştir (Buhârî, “Enbiyâ”, 10). Yine Resûlullah’ın “Göz değmesi haktır; eğer kaderi geçecek bir şey olsaydı göz değmesi kaderi geçerdi” dediği rivayet edilmiştir (Müslim, “Selâm”, 41-42; göz değmesi hakkında ayrıca bk. Kalem 68/51). ☼b) Hz.Ya‘kūb’un endişesi siyasîdir. Böyle görkemli, güçlü, kuvvetli insanların şehre toplu halde girmeleri gerek halkın gerekse kralın dikkatini çeker, neticede başlarına bir hal gelebilirdi (Râzî, XVIII, 172).
Dipnot
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 245
68
Babalarının kendilerine emrettiği yerden (çeşitli kapılardan) girdiklerinde (onun emrini yerine getirdiler. Fakat bu tedbir) Allah'tan gelecek hiçbir şeyi onlardan savamazdı; ancak Ya'kub içindeki bir dileği açığa vurmuş oldu. Şüphesiz o, ilim sahibiydi, çünkü ona biz öğretmiştik. Fakat insanların çoğu bilmezler.
﴾68﴿
Allah’ın hükmü değişmez olsa bile, insanlar bunu bilemezler ve tedbir almakla yükümlüdürler. Ayrıca tedbir insanı psikolojik olarak rahatlatır. İnsanların çoğu kader-tedbir ilişkisini bilmez, ama peygamberler bilirler; çünkü bunu onlara Allah öğretmiştir.
Dipnot
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 246
69
Yusuf'un yanına girdiklerinde öz kardeşini yanına aldı ve «Bilesin ki ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına üzülme» dedi.
﴾69﴿
Rivayet edildiğine göre Hz. Yûsuf, kardeşlerine ziyafet verdi. Onları sofraya ikişer ikişer oturttu. Bünyâmin tek kaldığına üzülünce Hz. Yûsuf onu kendi sofrasına aldı. Yemekten sonra kardeşlerini ikişer ikişer evlere misafir verdi. Bünyâmin yine yalnız kalmıştı. Yûsuf, “Bunun eşi yok, o halde benim yanımda kalsın” dedi. Böylece Bünyâmin onun yanında geceledi. Ona, “Ölen kardeşinin yerine beni kardeş olarak kabul eder misin?” diye sordu. Bünyâmin, “Senin gibi bir kardeşi kim bulabilir?; fakat sen babam Ya‘kūb ile annem Rahel’den doğmadın” diye cevap verdi. Hz. Yûsuf bunu işitince ağladı, kalkıp Bünyâmin’in boynuna sarıldı ve “Ben senin kardeşinim” dedi (Râzî, XVIII, 177).
Dipnot
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 248