Kur'an ,Meal ve Tefsir Okuma Alanı. Seslendirmek istediğiniz ayetin üzerine çift tıklayınız.
Kasas Suresi
388
20 . Cüz
22-24

Meal

Medyen'e doğru yöneldiğinde: Umarım, Rabbim beni doğru yola iletir, dedi. 22﴿ Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların gerisinde de, (hayvanlarını) engelleyen iki kadın gördü. Onlara: Derdiniz nedir? dedi. Şöyle cevap verdiler: Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır. 23﴿ Bunun üzerine Musa, onların yerine (davarlarını) sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi ve: Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra (lütfuna) muhtacım, dedi. 24﴿

Tefsir

Medyen, Akabe körfezinin kuzeyindeki Maan yakınlarında, Mısır’a yaya yürüyüşü ile sekiz günlük mesafede bulunan eski bir şehirdir (bilgi için bk. A‘râf 7/85). Buranın halkı Arap asıllı olduğu için Hz. Mûsâ’nın soyundan olan İbrânîler’e hem ırk hem de dil bakımından yakındılar, dolayısıyla ona yardım etmiş olmaları tarihen mümkündür. Tefsirlerde anlatıldığına göre Hz. Mûsâ’nın Medyen suyu başında gördüğü iki kadın Medyen halkına peygamber olarak gönderilmiş olan Şuayb aleyhisselâmın kızları olup, ancak halk hayvanlarını sulayıp kuyunun başından ayrıldıktan sonra hayvanlarını sulayabiliyorlardı. Bunların Şuayb’ın kardeşi oğlunun veya Medyen halkından sâlih birinin kızları olduğuna dair rivayetler de vardır (bk. Abdülvehhâb en-Neccâr, s. 202-204). Kızlar, Mûsâ’nın sorusu üzerine kendilerinin güçsüz, babalarının da ihtiyar olduğunu söyleyerek dolaylı bir şekilde yardım istemişlerdir. Hz. Mûsâ’nın, “Ey rabbim! Bana lutfedeceğin her türlü hayra muhtacım!” şeklindeki duasından o sırada onun da yalnız ve desteksiz kaldığı, yardım ve himayeye muhtaç olduğu anlaşılmaktadır (bk. İbn Âşûr, XX, 103).

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 223
25-28

Meal

Derken, o iki kadından biri utana utana yürüyerek ona geldi: Babam, dedi, bizim yerimize (hayvanları) sulamanın karşılığını ödemek için seni çağırıyor. Musa, ona (Hz. Şuayb'a) gelip başından geçeni anlatınca o: Korkma, o zalim kavimden kurtuldun, dedi. 25﴿ (Şuayb'ın) iki kızından biri: Babacığım! Onu ücretle (çoban) tut. Çünkü ücretle istihdam edeceğin en iyi kimse, güçlü ve güvenilir olandır, dedi. 26﴿ (Şuayb) dedi ki: Bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan artık o kendinden; yoksa sana ağırlık vermek istemem. İnşallah beni iyi kimselerden (işverenlerden) bulacaksın. 27﴿ Musa şöyle cevap verdi: Bu seninle benim aramdadır. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım, demek ki bana karşı husumet yok. Söylediklerimize Allah vekîldir. 28﴿

Tefsir

Kızlar babalarına gidip Mûsâ’nın kendilerine yaptığı iyiliği anlatınca babaları da bu iyiliğin karşılığını ödemek için kızlarından birini gönderip Mûsâ’yı evine davet etmiş; Mûsâ başından geçenleri ve Mısır’dan kaçış sebebini anlatınca o zat da artık korkmamasını, zira Firavun’un zulmünden kurtulup emin bir beldeye gelmiş olduğunu ifade etmiş ve kızlardan birinin teklifi üzerine âyette belirtildiği şekilde bir anlaşma yapılmıştır.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 224
Kasas Suresi
389
20 . Cüz
29

Meal

Sonunda Musa süreyi doldurup ailesiyle yola çıkınca, Tûr tarafından bir ateş gördü. Ailesine: Siz (burada) bekleyin; ben bir ateş gördüm, belki oradan size bir haber yahut ısınmanız için bir ateş parçası getiririm, dedi. 29﴿

Tefsir

Hz. Mûsâ’nın Medyen’de kayınpederinin yanında çalışarak sekiz mi yoksa on yılı mı tamamladığı Kur’an’da açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte müfessirler, bazı rivayetlere ve peygamberlerin “ahde vefa” ilkesine bağlılıklarına dayanarak on yılı tamamladığını söylemektedirler (Şevkânî, IV, 164; Elmalılı, V, 3728; İbn Âşûr, XX, 111). Mûsâ, belirlenmiş olan süreyi tamamladıktan sonra ailesiyle birlikte Mısır’a gitmek üzere yola çıkmış, yolda giderken Tûr tarafında uzakta parlayan bir ateş görmüştür (Tûr hakkında bilgi için bk. Meryem 19/52). Tefsirlerde bu olayın soğuk bir kış gecesinde ve Mûsâ’nın yolunu kaybettiği bir sırada meydana geldiği, kendisine yol gösterecek birini bulmak ümidiyle ateşin bulunduğu yere gittiği kaydedilmektedir (bilgi için bk. Tâhâ 20/9-10; Taberî, XIX, 132 vd.; Şevkânî, IV, 122).

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 225-226
30-32

Meal

Oraya gelince, o mübarek yerdeki vâdinin sağ kıyısından, (oradaki) ağaç tarafından kendisine şöyle seslenildi: Ey Musa! Bil ki ben, bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'ım. 30﴿ Ve «Asânı at!» (denildi). Musa (attığı) asâyı yılan gibi deprenir görünce, dönüp arkasına bakmadan kaçtı. «Ey Musa! Beri gel, korkma. Çünkü sen emniyette olanlardansın» (buyuruldu). 31﴿ «Elini koynuna sok; kusursuz, bembeyaz çıkacaktır. Korkudan (açılan) kollarını kendine çek. İşte bu ikisi Firavun ve onun adamlarına karşı Rabbin tarafından iki kesin delildir. Çünkü onlar, yoldan çıkan bir kavim olmuşlardır» (diye seslenildi). 32﴿

Tefsir

Mûsâ ateşin bulunduğu yere vardığında, ateş zannettiği o ışığın gerçekte ilâhî bir nur olduğunu görmüştür. Bu nur, onun ilâhî huzura çağrılmasına vesile kılınmış ve bu mazhariyete erdikten sonra Mûsâ’ya vahiy gelmiş, mûcizelerle donatıldığı kendisine gösterilerek Firavun’a gitmesi emredilmiştir.

“Vadinin sağ tarafı” tabiri, izâfî olarak Mûsâ’nın gidiş yönüne göre –ki batı yönünde gidiyordu– verilmiş bir isim olabileceği gibi, Arap geleneğine göre kıbleye dönüldüğünde sağda kalan tarafı da ifade edebilir (İbn Âşûr, XX, 112-113). Bununla birlikte “sağ taraf” diye tercüme ettiğimiz eymen kelimesi “bereketli” anlamına da gelmektedir. Yüce Allah burada mübarek (bereketli) bir bölgede yer alan vadinin, üzerinde ağaç da bulunan sağ tarafından gelen bir sesle, “Ey Mûsâ! Muhakkak ki ben, evet, ben âlemlerin rabbi olan Allahım” diye seslenerek Hz. Mûsâ ile vasıtasız olarak konuşmuş, böylece Mûsâ da bu ilâhî sesi duymanın korkulu heyecanını burada yaşamıştır.

30. âyette bildirilen mübarek bölgeden maksat Hz. Mûsâ’ya vahyin ilk indiği yerdir. Hz. Mûsâ’ya peygamberlik görevinin burada verilmesi ve Allah Teâlâ’nın onunla konuşmuş olması sebebiyle burası mübarek kılınmıştır (Elmalılı, V, 3730; ayrıca bk. Neml 27/8).

İlâhî mesajı Firavun’a tebliğ etmekle görevlendirilmiş olan Hz. Mûsâ, dokuz mûcize ile desteklenmiştir Ancak bunlardan sadece ikisi burada zikredilmiş, diğerleri ise başka sûrelerde anlatılmıştır (bilgi için bk. A‘râf 7/103-108,130-136; Tâhâ 20/16-24, 65-69; İsrâ 17/101; Neml 27/12). 32. âyetteki “Korkudan açılıp savrulan kollarını normal konuma getir” cümlesi beklenmedik bir anda korkutucu bir şeyle karşılaşan ve gayri ihtiyarî olarak elini kolunu açıp kendini koruma durumuna geçen insanın, korku sebebi ortadan kalktıktan sonra kolunu indirerek kendini toparlamasını ve sâkinleşmesini dile getiren deyim olup 31. âyetin son cümlesine paralel düşmektedir (krş. Zemahşerî, III, 175). Her iki âyet de görevini korkusuzca yerine getirebilmesi için Hz. Mûsâ’ya ilâhî güvencenin verilmiş olduğunu ifade eder (bu konuda ayrıca bk. Tâhâ 20/17-24; Neml 27/7-12).

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 226-227
33-35

Meal

Musa dedi ki: Rabbim! Ben onlardan birini öldürmüştüm, beni öldürmelerinden korkuyorum. 33﴿ Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak benimle birlikte gönder. Zira bana yalancılık ithamında bulunmalarından endişe ediyorum. 34﴿ Allah buyurdu: Seni kardeşinle destekleyeceğiz ve size öyle bir kudret vereceğiz ki, âyetlerimiz (mucize yardımlarımız) sayesinde onlar size erişemiyecekler. Siz ve size tâbi olanlar üstün geleceksiniz. 35﴿

Tefsir

Mûsâ daha önce Kıptîler’den birini öldürdüğü gerekçesiyle Firavun’un eline geçtiği takdirde kendisinin de öldürülebileceğinden, dolayısıyla peygamberlik görevini yerine getiremeyeceğinden endişe ediyordu. Ayrıca kardeşi Hârûn kendisinden daha düzgün konuşuyordu (krş. Tâhâ 20/25-32). Bu sebeple Hârûn’u da kendisiyle birlikte görevlendirmesi için Allah’tan niyazda bulundu, Allah Teâlâ da dileğini kabul etti.