Kur'an ,Meal ve Tefsir Okuma Alanı. Seslendirmek istediğiniz ayetin üzerine çift tıklayınız.

Nûh Suresi

571
29 . Cüz
11
Ayet
يُرْسِلِ السَّمَٓاءَ عَلَيْكُمْ مِدْرَاراًۙ
١١
Meal
(Dileyin ki) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin. 11﴿

Tefsir

(Dileyin ki) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin.
12
Ayet
وَيُمْدِدْكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَنٖينَ وَيَجْعَلْ لَكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَلْ لَكُمْ اَنْهَاراًؕ
١٢
Meal
Mallar ve oğullar vererek sizi desteklesin, size bahçeler versin ve sizin için ırmaklar akıtsın. 12﴿

Tefsir

Mallar ve oğullar vererek sizi desteklesin, size bahçeler versin ve sizin için ırmaklar akıtsın.
13-14
Ayet
مَا لَكُمْ لَا تَرْجُونَ لِلّٰهِ وَقَاراًۚ
١٣
وَقَدْ خَلَقَكُمْ اَطْوَاراً
١٤
Meal
Ne oluyor size de Allah’ın büyüklüğünü hesaba katmıyorsunuz? 13﴿ Oysa O sizi türlü evrelerden geçirerek yaratmıştır. 14﴿

Tefsir

Müfessirlerin 13. âyetle ilgili değişik yorumlarını şu şekilde özetlemek mümkündür: a) Âyeti tevil etmeksizin zâhirî anlamına göre yapılan yorum: “Neden Allah’ın sevabını ummuyorsunuz (ve azabından korkmuyorsunuz)?” b) Tercûne fiilini “önem vermek” anlamında te’vil ederek yapılan yorum: “Neden Allah’ın büyüklüğüne önem vermiyorsunuz?” Bu yorum, “Neden Allah’ın büyüklüğüne önem verip de azabından korkmuyorsunuz?” anlamına gelir. c) Vakar kelimesini “imanın sonucu” anlamında te’vil ederek yapılan yorum: “Neden Allah’tan imanın sonucunu beklemiyorsunuz?” Yani iman edip iyi işler yaptığınız takdirde Allah’ın size sevap vereceğini neden kabul ve ümit etmiyorsunuz? d) “Ne oluyor size de Allah’ın büyüklüğünü hesaba katmıyorsunuz!” Meâlde bu anlam tercih edilmiştir (bu yorumlar için bk. Şevkânî, V, 343; İbn Âşûr, XXIX, 199-200).

14. âyette sözü edilen yaratılış evrelerinden maksat ya ilk insanın topraktan başlayarak mükemmel insan haline gelinceye kadar geçirdiği aşamalardır veya sperm halinden itibaren gerek ana rahminde gerekse doğduktan sonra bedensel ve zihinsel olarak gelişimini tamamlayıncaya kadar geçirdiği aşamalardır (insanın yaratılış evreleri hakkında bilgi için bk. Hac 22/5; Müminûn 23/12-14). Hz. Nûh, Allah’ın insanı aşama aşama yaratarak mükemmel bir varlık haline getirdiğini hatırlatıp insanın O’na minnettar olması, varlığını ve birliğini tanıyıp kulluk etmek suretiyle minnet ve şükrünü göstermesi gerektiğine işaret etmektedir.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 466
15-16
Ayet
اَلَمْ تَرَوْا كَيْفَ خَلَقَ اللّٰهُ سَبْعَ سَمٰوَاتٍ طِبَاقاًۙ
١٥
وَجَعَلَ الْقَمَرَ فٖيهِنَّ نُوراً وَجَعَلَ الشَّمْسَ سِرَاجاً
١٦
Meal
Görmüyor musunuz Allah yedi göğü birbiriyle nasıl uyumlu yaratmıştır? 15﴿ Onların içinde ayı bir ışık, güneşi ışık kaynağı yapmıştır. 16﴿

Tefsir

Nûh aleyhisselâm önceki âyetlerde Allah’ın varlığını ve kudretini gösteren insanın oluşum ve gelişimiyle ilgili delillere dikkat çekmişti; burada da dış dünyadaki delillerden örnekler verilmektedir (yedi gök hakkında bilgi için bk. Bakara 2/29; Talâk 65/12). Ay, ışığını başkasından aldığı için âyette ona “ışık” (nûr) denilmiştir; güneşin ışığı ise kendinden olup bizzat aydınlatıcıdır. Bu sebeple âyette ona “kandil, ışık kaynağı, aydınlatıcı” anlamına gelen sirâc adı verilmiştir (ayrıca bk. Yûnus 10/5; Furkan 25/61-62).

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 466
17-18
Ayet
وَاللّٰهُ اَنْبَتَكُمْ مِنَ الْاَرْضِ نَبَاتاًۙ
١٧
ثُمَّ يُعٖيدُكُمْ فٖيهَا وَيُخْرِجُكُمْ اِخْرَاجاً
١٨
Meal
Allah sizi yerden bitirip yetiştirmiştir. 17﴿ Sonra sizi yine oraya döndürecek ve yeniden çıkaracaktır. 18﴿

Tefsir

“Allah’ın insanları yerden bitirip yetiştirmesi” iki türlü yorumlanmıştır: a) İnsanlığın atası olan Hz. Âdem’in topraktan yaratılışına bir işarettir. b) Her bir insanın gelişmesi ve yaşaması için gerekli olan besinler doğrudan veya dolaylı olarak topraktan alındığı için insanların yaratılıp geliştirilmesi bitkilerin yerden bitirilmesine benzetilmiştir (İbn Âşûr, XXIX, 204). Âyette insanın, bedeniyle ait olduğu toprağa geri gönderileceği, ancak bir defa daha topraktan hayat alanına çıkarılacağı bildirilerek uhrevî sorumluluğunu unutmaması gerektiğine işaret edilmiştir.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa 466-467
19-20
Ayet
وَاللّٰهُ جَعَلَ لَكُمُ الْاَرْضَ بِسَاطاًۙ
١٩
لِتَسْلُكُوا مِنْهَا سُبُلاً فِجَاجاًࣖ
٢٠
Meal
Allah yeryüzünü sizin için sergi gibi döşemiştir ki onda geniş yollar edinip dolaşabilesiniz.” 19-20﴿

Tefsir

“Allah yeryüzünü sizin için sergi gibi döşemiştir” anlamındaki ifade ile arza insanların rahatça hareket edebilecekleri bir yapı verildiği, üzerindeki yollardan ve onun her türlü nimetten yararlanabilecek bir yapıda yaratılmış olduğu anlatılmaktadır.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 467
21-22
Ayet
قَالَ نُوحٌ رَبِّ اِنَّهُمْ عَصَوْنٖي وَاتَّبَعُوا مَنْ لَمْ يَزِدْهُ مَالُهُ وَوَلَدُهُٓ اِلَّا خَسَاراًۚ
٢١
وَمَكَرُوا مَكْراً كُبَّاراًۚ
٢٢
Meal
Nûh, “Rabbim, dedi, doğrusu bunlar beni dinlemediler, malı ve çocuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka bir şeye yaramayan kimseye uydular. 21﴿ Onlar çok büyük tuzaklar kurdular. 22﴿

Tefsir

Sonraki birçok peygamber gibi Hz. Nûh’un da kendi halkının ileri gelenlerinin direnişiyle karşılaştığı anlaşılmaktadır. Halkın peşlerinden gittiği bu üst tabakanın servet ve mevkileri, kibirlerini ve küstahlıklarını arttırarak onları bir yok oluşa sürüklemiştir. Âyette sadece dünyevî imkân ve ikballere önem vermenin uzun vadede mutlaka mânevî değerleri yok edip toplumun temel dokusunu tahrip edeceği gerçeğine de işaret edilmektedir.

İnkârcı önderlerin “tuzak kurmaları”nı anlatan ifade, ayak takımını Nûh’u öldürmeye kışkırtmaları veya kendilerinin zengin ve güçlü olduklarını hatırlatarak bunu, doğru yolda bulunduklarının bir kanıtı olarak göstermeleri şeklinde açıklanmıştır.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa:467
23
Ayet
وَقَالُوا لَا تَذَرُنَّ اٰلِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَداًّ وَلَا سُوَاعاًۙ وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْراًۚ
٢٣
Meal
İnsanlara dediler ki: Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Ved’den, Suvâ’dan, Yegūs’tan, Yeûk’tan ve Nesr’den asla vazgeçmeyin! 23﴿

Tefsir

Tefsir kaynaklarında burada geçen isimlerin, aslında Âdem’in çocuklarına veya sâlih kişilere ait isimler olduğu bildirilmektedir. Buna göre sâlih kişilerin ölümünden sonra, önceleri onların anılarını canlı tutmak ve hâtıralarına saygı gösterip şefaatlerini dilemek amacıyla heykelleri yapılarak her birine temsil ettiği sâlih kişinin ismi verilmiş; fakat zamanla kutsallık yüklenen bu heykellere tanrı gözüyle bakılıp tapılmıştır. Kaynaklar bu heykellerin Câhiliye dönemi Arapları’nın da tanrıları arasında yer aldığını kaydetmektedir. Nitekim Araplar çocuklarına “Vedd’in kulu, Yegūs’un kulu” anlamında Abdü Ved, Abdü Yegūs adlarını veriyorlardı (bk. Zemahşerî, IV, 164; Râzî, XXX, 143; Şevkânî, V, 346). Muhtemelen bunların isimleri Nûh’un gemisinde bulunan müminler tarafından sonraki nesillere anlatılmış, onlar da tanrılarına bu isimleri vermişlerdir.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 467-468
24
Ayet
وَقَدْ اَضَلُّوا كَثٖيراًۚ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمٖينَ اِلَّا ضَلَالاً
٢٤
Meal
Gerçekten de birçoklarını saptırdılar; (Rabbim!) sen de artık bu zalimlerin şaşkınlıklarını arttır!” 24﴿

Tefsir

Hz. Nûh’un bu âyetteki ifadesinden anlaşıldığına göre toplumun ileri gelenleri yani zalimler etkili propaganda ve baskılarıyla birçok kimseyi yoldan çıkarmış, putperest yapmışlardır. İnsanları hidayete erdirmek için gönderilmiş olan peygamberin, onların sapkınlıklarının arttırılmasını istemeyeceğini belirten müfessirler, Nûh’un, “(Rabbim!) Sen de artık bu zalimlerin şaşkınlıklarını arttır!” meâlindeki bedduasında kullandığı dalâl (sapkınlık) kelimesine, “ceza” veya “haksız eylemlerinde başarısızlık” gibi anlamlar vermişlerdir (bk. Râzî, XXX, 145; İbn Âşûr, XXIX, 211). Onların iman etmeyecekleri vahyin bildirimiyle kesinlik kazandığı için Nûh’un haklarında beddua ettiği de söylenebilir (bk. Hûd 11/36).

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 468
25
Ayet
مِمَّا خَطٖٓيـَٔاتِهِمْ اُغْرِقُوا فَاُدْخِلُوا نَاراً فَلَمْ يَجِدُوا لَهُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَنْصَاراً
٢٥
Meal
Sonunda günahları yüzünden tûfanda boğuldular, ardından ateşe atıldılar, kendilerine Allah’tan başka yardımcılar da bulamadılar. 25﴿

Tefsir

Bu âyet Nûh’un sözü değil, Allah’ın kelâmı olup inkârcılar hakkında verilen hükmü ve uygulanan muameleyi haber vermektedir. Nûh kavminin, günahları yüzünden tûfanda boğularak dünyada hak ettikleri cezaya çarptırıldıkları, âhirette de cehenneme gönderilecekleri bildirilmiş; böylece dolaylı olarak onlar gibi putlara tapan Araplar da uyarılmıştır (Nûh tûfanı ve kapsamı hakkında bilgi için bk. Hûd 11/36-44).

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 468
26-27
Ayet
وَقَالَ نُوحٌ رَبِّ لَا تَذَرْ عَلَى الْاَرْضِ مِنَ الْكَافِرٖينَ دَيَّاراً
٢٦
اِنَّكَ اِنْ تَذَرْهُمْ يُضِلُّوا عِبَادَكَ وَلَا يَلِدُٓوا اِلَّا فَاجِراً كَفَّاراً
٢٧
Meal
Nûh “Rabbim” dedi, “Yeryüzünde inkârcılardan hiç kimseyi sağ bırakma! 26﴿ Sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar ve sadece günahkâr nankör nesiller yetiştirirler. 27﴿

Tefsir

Nûh peygamber, artık bundan sonra inkârcılar arasından kendisine iman edenlerin çıkmayacağını vahiy yoluyla öğrenince yeryüzünde inkârcılardan hiç kimseyi bırakmamasını Allah Teâlâ’dan niyaz etmiştir. Âyetin devamı Nûh’un kişisel sebeplerden değil, gelecek nesillerin kurtuluşu için böyle bir bedduada bulunduğunu göstermektedir.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 468
28
Ayet
رَبِّ اغْفِرْ لٖي وَلِوَالِدَيَّ وَلِمَنْ دَخَلَ بَيْتِيَ مُؤْمِناً وَلِلْمُؤْمِنٖينَ وَالْمُؤْمِنَاتِؕ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمٖينَ اِلَّا تَبَاراً
٢٨
Meal
Rabbim! Beni, annemi babamı, inanmış olarak evime girenleri, mümin erkekleri ve mümin kadınları bağışla, zalimleri ise daima helâk et.” 28﴿

Tefsir

Kaynaklar Hz. Nûh’un anne ve babasının mümin olduklarını, bu sebeple onlar için dua ettiğini kaydetmişlerdir. “İnanmış olarak evime girenleri” ifadesiyle mümin olmayan karısı ve oğlunu duasının dışında tuttuğu anlaşılmaktadır. Nûh aleyhisselâmın duasının kıyamete kadar gelecek olan bütün müminleri kapsadığı, aynı şekilde zalimler aleyhindeki bedduasının da kıyamete kadar gelecek olan bütün zalimler hakkında geçerli olduğu kabul edilir.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 468