Kur'an ,Meal ve Tefsir Okuma Alanı. Seslendirmek istediğiniz ayetin üzerine çift tıklayınız.

Neml Suresi

384
20 . Cüz
77
Ayet
وَاِنَّهُ لَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنٖينَ
٧٧
اِنَّ رَبَّكَ يَقْضٖي بَيْنَهُمْ بِحُكْمِهٖۚ وَهُوَ الْعَزٖيزُ الْعَلٖيمُۚ
٧٨
Meal
Şüphesiz o, elbette mü'minler için bir hidayet ve bir rahmettir. 77﴿ Şüphesiz senin Rabbin onların arasında hükmünü verecektir. O, mutlak güç sahibidir, hakkıyla bilendir. 78﴿

Tefsir

“İsrâiloğulları” ifadesi hem yahudileri hem de ilk hıristiyanları içermektedir (bk. Zemahşerî, III, 159; Esed, II, 776). Zira her iki grup da Eski Ahid’e bağlı oldukları halde orada daha önce açıkça ortaya konmuş olan birçok temel gerçek üzerinde sonradan ayrılığa düşmüşler, neticede birbirlerini yalanlamış hatta lânetlemişlerdir. Kur’an’ın mesajı evrensel olmakla birlikte Ehl-i kitabın inanç ve kültürlerinin insanlığın büyük bir kısmı üzerindeki etkisinden dolayı açıklamanın İsrâiloğulları’na yapıldığı söylenmiştir. Kur’an’ın, İsrâiloğulları’nın ihtilâf ettiği meselelerin hepsini değil de çoğunu açıklamış olması, ihtilâf konusu bazı meselelerin âhirette açıklanacağına (Esed, II, 776), bazılarının ise açıklanmasına ihtiyaç bulunmadığına işaret etmektedir (İbn Âşûr, XX, 30-31). Kur’an bütün insanlığa doğru yolu gösteren bir kılavuz, onları her türlü kötülükten ve bunun neticesi olan azaptan koruyan bir rahmet olmakla birlikte inanmayanlar onun hidayetinden faydalanamadıklarından dolayı 77. âyette Kur’an sadece “müminler için bir hidayet rehberi ve bir rahmet” olarak tanıtılmıştır. Yukarıda da işaret edildiği üzere gerek Hz. Peygamber’i yalancılıkla itham edenler hakkında gerekse Ehl-i kitabın bu dünyada ihtilâfa düşüp birbirlerini yalanladıkları konularda Allah âhirette gereken açıklamayı yapacak, hikmet ve adâletiyle aralarında hükmünü verecektir.
79-81
Ayet
فَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِؕ اِنَّكَ عَلَى الْحَقِّ الْمُبٖينِ
٧٩
اِنَّكَ لَا تُسْمِــعُ الْمَوْتٰى وَلَا تُسْمِــعُ الصُّمَّ الدُّعَٓاءَ اِذَا وَلَّوْا مُدْبِرٖينَ
٨٠
وَمَٓا اَنْتَ بِهَادِي الْعُمْيِ عَنْ ضَلَالَتِهِمْؕ اِنْ تُسْمِــعُ اِلَّا مَنْ يُؤْمِنُ بِاٰيَاتِنَا فَهُمْ مُسْلِمُونَ
٨١
Meal
Öyle ise Allah'a tevekkül et. Çünkü sen apaçık bir hak üzere bulunuyorsun. 79﴿ Şüphesiz sen ölülere duyuramazsın. Arkalarına dönüp kaçarlarken sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. 80﴿ Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da müslüman olmuş olanlara duyurabilirsin. 81﴿

Tefsir

İnkârcıların haksız ve inatçı tutumları karşısında Hz. Peygam­ber teselli edilmekte, gittiği yol doğru ve apaçık olduğu için ümitsizliğe kapılmaması ve Allah’a dayanıp güvenmesi tavsiye edilmektedir. Bununla birlikte inanmayanları Allah Teâlâ 80. âyette ölü ve sağırlara, 81. âyette ise yolunu yitirmiş körlere benzetmektedir. Çünkü duyularını ve aklını amaçlarına uygun olarak kullanmayanın bunlardan yoksun olandan farkı yoktur.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 206
82
Ayet
وَاِذَا وَقَعَ الْقَوْلُ عَلَيْهِمْ اَخْرَجْنَا لَهُمْ دَٓابَّةً مِنَ الْاَرْضِ تُكَلِّمُهُمْۙ اَنَّ النَّاسَ كَانُوا بِاٰيَاتِنَا لَا يُوقِنُونَࣖ
٨٢
Meal
(Kıyametin kopacağına dair) o söz başlarına gelince onlar için yerden kendilerine bir dâbbe (canlı bir yaratık) çıkarırız. O, onlara insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler. 82﴿

Tefsir

“Söylenen”den maksat, 71. âyette ne zaman meydana geleceği sorulan kıyamettir (İbn Âşûr, XX, 38). Nitekim bir sonraki âyette de kıyamet kopmadan önce meydana gelecek olaylar açıklanmaktadır. “Yerden bir yaratık” diye çevrilen ve insanlarla konuşacağı bildirilen dâbbetü’l-arz, tefsirlerdeki bilgilere göre kıyametin yaklaştığını bildiren büyük alâmetlerden biri olarak ortaya çıkacak olan garip bir yaratıktır. Hadislerde bildirildiğine göre inkârcıların, öncekilerin masalları olarak gördükleri ne varsa hepsinin meydana geleceği ve gerçeğin bütün çıplaklığıyla görüleceği kıyamet günü yaklaştığında bunun bir alâmeti olarak “dâbbetü’l-arz” ortaya çıkacaktır (Müslim, “Fiten”, 118, 128-129; Müsned, IV, 7). İslâmî kaynaklarda dâbbetü’l-arz ile ilgili olarak bazı ayrıntılar olmakla birlikte bunun tek bir hayvan mı, yoksa yeryüzünü kaplayacak bir hayvan türü mü veya bunun temsilî bir anlatım mı olduğu hususu açık değildir. Dâbbetü’l-arzın çıkacağı Kur’an-ı Kerîm’de bildirilmekle beraber, onun mahiyeti, ne zaman, nerede ve nasıl çıkacağıyla ilgili ayrıntılara dair bilgilerin çoğu sağlam rivayetlere dayanmamaktadır. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgileri özetleyen Râzî kendi kanaatini şöyle ifade eder: “Şunu bilmelisin ki Kur’an’da bu hususların hiçbiri hakkında herhangi bir delil mevcut değildir. Eğer Hz. Peygamber’den sahih bir haber gelmişse kabul edilir, değilse hiçbir açıklama dikkate alınmaz” (XXIV, 218). Bu sebeple dâbbetü’l-arza Kur’an’da işaret edildiği şekliyle inanıp ondan ötesine gaybî mesele olarak bakmak ve bunu kıyamet alâmetlerinin hikmetleri içerisinde değerlendirmek gerekir (gayb hakkında bilgi için bk. Bakara 2/3). Dâbbetü’l-arz kavramının yeryüzündeki bütün insanları kapsamayan, belli olumsuz şartların ortaya çıkması halinde sadece belli yerlerde vuku bulan veya vuku bulacak olan sosyal bir sarsıntıyı sembolize ettiğini düşünenler de vardır (bilgi için bk. İlyas Çelebi, İtikadî Açıdan Uzak ve Yakın Gelecekle İlgili Haberler, s. 132-142; Zeki Sarıtoprak, “Dâbbetü’l-arz”, DİA, VIII, 393).

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 206-207
83-86
Ayet
وَيَوْمَ نَحْشُرُ مِنْ كُلِّ اُمَّةٍ فَوْجاً مِمَّنْ يُكَذِّبُ بِاٰيَاتِنَا فَهُمْ يُوزَعُونَ
٨٣
حَتّٰٓى اِذَا جَٓاؤُ۫ قَالَ اَكَذَّبْتُمْ بِاٰيَاتٖي وَلَمْ تُحٖيطُوا بِهَا عِلْماً اَمَّاذَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
٨٤
وَوَقَعَ الْقَوْلُ عَلَيْهِمْ بِمَا ظَلَمُوا فَهُمْ لَا يَنْطِقُونَ
٨٥
اَلَمْ يَرَوْا اَنَّا جَعَلْنَا الَّيْلَ لِيَسْكُنُوا فٖيهِ وَالنَّهَارَ مُبْصِراًؕ اِنَّ فٖي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ
٨٦
Meal
Her ümmetten âyetlerimizi yalanlayanlarından bir grubu toplayacağımız ve bunların (topluca hesap yerine) sevk edilecekleri günü hatırla. 83﴿ Hesap yerine geldiklerinde Allah şöyle der: "Siz benim âyetlerimi, onları ilmen kavramamışken yalanladınız öyle mi? Yoksa ne yapıyordunuz ki?!" 84﴿ Zulümlerinden dolayı sözü edilen azap tepelerine iner de artık konuşamazlar. 85﴿ Onlar görmüyorlar mı ki biz geceyi içinde rahat etsinler diye, gündüzü de (her şeyi) gösterici (aydınlık) olarak yarattık. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için elbette (Allah varlığını gösteren) deliller vardır. 86﴿

Tefsir

Bu ve devamındaki âyetlerde kıyamet hallerinden bir kesit verilmektedir. Bu âyetlere getirilen yorumlara göre kıyamet gününde mahlûkatın diriltilip mahşer yerinde toplandığında her ümmetin içinden dünyada peygamberleri yalancılıkla itham edip Allah’ın âyetlerini inkâr etmiş olanlar (veya bunların liderleri) çıkarılarak başka bir yerde toplanacak ve özel olarak hesaba çekileceklerdir. Dünyada Allah’ın kevnî ve vahyî âyetleri üzerinde düşünmeden O’na ortak koşmaları ve bunun sonucu olarak Allah’a ve kullarına karşı işlemiş oldukları haksızlıklar sebebiyle ağır bir şekilde cezaya çarptırılacaklardır (Râzî, XXIV, 218; Şevkânî, IV, 148; İbn Âşûr, XX, 42). Elmalılı Muhammed Hamdi ise bu âyetlerin dâbbetü’l-arz olayını anlatan âyetin hemen ardından geldiğini dikkate alarak bu olayın kıyâmet-i kübrâdan önce meydana gelecek küçük veya orta bir kıyamet olduğunu söylemektedir (V, 3705).

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 209
87
Ayet
وَيَوْمَ يُنْفَخُ فِي الصُّورِ فَفَزِ عَ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَمَنْ فِي الْاَرْضِ اِلَّا مَنْ شَٓاءَ اللّٰهُؕ وَكُلٌّ اَتَوْهُ دَاخِرٖينَ
٨٧
Meal
Sûr'a üfürüleceği ve Allah'ın dilediği kimselerden başka göklerdeki herkesin, yerdeki herkesin korkuya kapılacağı günü hatırla. Hepsi de boyunlarını bükerek O'na gelirler. 87﴿

Tefsir

Sözlüklerde “üflendiğinde ses çıkaran boynuz biçiminde bir boru” diye açıklanan sûr, geleneksel İslâmî inanca göre dört büyük melekten biri olan İsrâfil’in kıyamet gününde biri bütün canlıların ölmesi, diğeri ise tekrar dirilip kabirlerden kalkması için iki defa üfleyeceği çok güçlü ve alışılmadık bir ses çıkaran borudur. Sûrun iki defa üfleneceği kanaatinde olan müfessirlere göre bu âyette haber verilen üfleme birinci, yani bütün canlıların ölmesini sağlayacak olan üflemedir. Üç defa üfleneceği kanaatinde olanlara göre ise bu üfleme, korkutma üflemesidir; bundan sonra öldürme üflemesi, onun ardından da yeniden diriltme üflemesi gelecektir (krş. Zümer 39/68; Elmalılı, V, 3708; sûr ve kıyamet sahneleri hakkında bilgi için ayrıca bk. En‘âm 6/73).

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 209-210
88
Ayet
وَتَرَى الْجِبَالَ تَحْسَبُهَا جَامِدَةً وَهِيَ تَمُرُّ مَرَّ السَّحَابِؕ صُنْعَ اللّٰهِ الَّـذٖٓي اَتْقَنَ كُلَّ شَيْءٍؕ اِنَّهُ خَبٖيرٌ بِمَا تَفْعَلُونَ
٨٨
Meal
Dağları görürsün, onları hareketsiz sanırsın. Halbuki onlar bulutların geçişi gibi hareket ederler. Bunu, her şeyi sağlam ve yerli yerince yapan Allah yapmıştır. Şüphesiz O yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. 88﴿

Tefsir

Bazı müfessirler bu âyeti dünyanın güneş etrafındaki dönüşüne işaret olarak değerlendirmişlerdir (bk. Celal Kırca, s. 76). Bazı tefsircilere göre ise bu vâkıa, kıyametin ilâhî kudretle kopacağının delilidir. Dünya gibi büyük bir kütleyi uzay boşluğunda yaratılış amacına uygun, düzenli bir şekilde ve bulutlar gibi yürüten Allah Teâlâ, zamanı geldiğinde bu dünyayı başka bir âleme dönüştürebilecek bilgi ve kudrete sahiptir ve bunu yapacaktır. Nitekim müfessirler sûrun üflenmesinden sonra Allah Teâlâ’nın dağları yok ederek yeryüzünü başka bir âleme dönüştüreceğini ifade etmişlerdir (bk. İbn Âşûr, XX, 47; bu konuda bilgi için bk. İbrâhim 14/48; ayrıca krş. Kehf 18/47; Tâhâ 20/105-107; Kāria 101/5). Bir yoruma göre bu âyette geçen “dağların yürümesi olayı” kıyamette vuku bulacak ve her şey Allah’a gelirken dağlar da O’na doğru yürüyüp gelecektir.

“Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah’ın sanatıdır” cümlesi, sadece dünyanın ve dağların değil, evrendeki her şeyin Allah’ın ilmi, kudreti ve sanatıyla mükemmel bir şekilde yaratıldığını ve yaratılış amacına uygun, düzenli bir şekilde idare edildiğini, hiçbir şeyin tesadüfe bırakılmadığını ifade etmektedir. “Şüphesiz ki O, yaptıklarınızdan tamamıyla haber­dardır” meâlindeki son cümle ise bu değişimin meydana geldiği kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın insanları dünyada yaptıklarından hesaba çekeceğine işaret etmektedir. Nitekim bundan sonra gelen âyetler de bu yorumu destekler mahiyettedir.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 210