Kur'an ,Meal ve Tefsir Okuma Alanı. Seslendirmek istediğiniz ayetin üzerine çift tıklayınız.

Neml Suresi

382
20 . Cüz
56
Ayet
فَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِهٖٓ اِلَّٓا اَنْ قَالُٓوا اَخْرِجُٓوا اٰلَ لُوطٍ مِنْ قَرْيَتِكُمْۚ اِنَّهُمْ اُنَاسٌ يَتَطَهَّرُونَ
٥٦
فَاَنْجَيْنَاهُ وَاَهْلَـهُٓ اِلَّا امْرَاَتَهُؗ قَدَّرْنَاهَا مِنَ الْغَابِرٖينَ
٥٧
وَاَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ مَطَراًۚ فَسَٓاءَ مَطَرُ الْمُنْذَرٖينَࣖ
٥٨
Meal
Kavminin cevabı sadece: «Lût ailesini memleketinizden çıkarın; çünkü onlar (bizim yaptıklarımızdan) uzak kalmak isteyen insanlarmış!» demelerinden ibaret oldu. 56﴿ Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık. Yalnız karısı müstesna; onun geride (azaba uğrayanların içinde) kalmasını takdir ettik. 57﴿ Onların üzerlerine müthiş bir yağmur indirdik. Bu sebeple, uyarılan (fakat aldırmayan) ların yağmuru ne kötü olmuştur! 58﴿

Tefsir

Birçok kötülüğü yanında homoseksüellik gibi iğrenç bir ilişkiye alışmış olan ve peygamberin uyarılarına kulak asmayan bir topluluğun nasıl helâk edildiği anlatılarak insanların bu tür kötülüklerden sakınmaları istenmektedir. 58. âyette bu kavmin başına yağdığı bildirilen müthiş yağmurun taş yağmuru olduğu Hûd sûresinin 82. âyetinde bildirilmiştir (Hz. Lût ve peygamber olarak gönderilmiş olduğu Sodom halkı hakkında bilgi için bk. A‘râf 7/80-84; Hûd 11/69-83; Şuarâ 26/160-173). 59-62. Sûrenin başından buraya kadar anlatılan kıssalarda peygamberlerin ve getirdikleri mesajın önemi vurgulandıktan sonra bu âyetlerde de Allah’ın varlığı, birliği ve sonsuz kudretini gösteren kozmik deliller sıralanmakta, müşriklerin âhiret hakkındaki inanç ve tutumları tenkit edilmektedir. 59. âyette Allah, Hz. Peygamber’e bu âyetleri okumaya başlarken kendisine lutfettiği peygamberlik ve diğer nimetlerinden dolayı Allah’a hamdetmesini ve davetini tebliğ etmesi için seçtiği peygamberlere salâtü selâm getirmesini emretmektedir. Şevkânî, âyette geçen “Allah’ın seçkin kıldığı kullar” ifadesini genel anlamda yorumlar ve hem peygamberlerin hem de onlara iman eden müminlerin bu zümreye girdiğini söyler (IV, 141). Yazılı veya sözlü herhangi bir hitabede bulunurken sözün başında Allah’a hamdetme, bu buyruğa dayalı olarak Hz. Peygamber’e ve ailesine salâtü selâm getirme geleneği zamanımıza kadar devam etmiştir. 61. âyette iki deniz arasına konulduğu bildirilen engelden maksat, tuzluluk oranı farklı denizleri birbirinden ayıran sınırdır. Özgül ağırlığı farklı olan yani birinin suyu diğerine nisbetle daha tuzlu olan iki su kütlesi yan yana durdukları halde aralarında görünmeyen bir perde varmış gibi birbirine karışmamakta ve birleşimlerindeki farklılık değişmemektedir (krş. Furkan 25/53; Rahmân 55/19-20; bu âyette geçen diğer konular hakkında bilgi için bk. Nahl 16/14-16). Önceki âyetlerde Allah’ın kudretini göstermek için dış âlemden deliller getirilmişti; 62. âyette ise Allah’ın insanlar üzerindeki iki türlü tasarrufundan bahsedilerek kudretinin sonsuzluğuna delil getirilmektedir. Bunlar: a) Allah’ın, ihtiyaçtan dolayı kendisine dua edenin duasını kabul edip imdadına yetişmesi, sıkıntılarını gidermesi; b) İnsanları yeryüzünün yöneticileri yapması veya nesilleri birbirinin ardından getirerek yeryüzünün sahipleri kılmasıdır.
59-62
Ayet
قُلِ الْحَمْدُ لِلّٰهِ وَسَلَامٌ عَلٰى عِبَادِهِ الَّذٖينَ اصْطَفٰىؕ آٰللّٰهُ خَيْرٌ اَمَّا يُشْرِكُونَؕ
٥٩
اَمَّنْ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَاَنْزَلَ لَكُمْ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءًۚ فَاَنْبَتْنَا بِهٖ حَدَٓائِقَ ذَاتَ بَهْجَةٍۚ مَا كَانَ لَكُمْ اَنْ تُنْبِتُوا شَجَرَهَاؕ ءَاِلٰهٌ مَعَ اللّٰهِؕ بَلْ هُمْ قَوْمٌ يَعْدِلُونَؕ
٦٠
اَمَّنْ جَعَلَ الْاَرْضَ قَرَاراً وَجَعَلَ خِلَالَـهَٓا اَنْهَاراً وَجَعَلَ لَهَا رَوَاسِيَ وَجَعَلَ بَيْنَ الْبَحْرَيْنِ حَاجِزاًؕ ءَاِلٰهٌ مَعَ اللّٰهِؕ بَلْ اَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَؕ
٦١
اَمَّنْ يُجٖيبُ الْمُضْطَرَّ اِذَا دَعَاهُ وَيَكْشِفُ السُّٓوءَ وَيَجْعَلُكُمْ خُلَـفَٓاءَ الْاَرْضِؕ ءَاِلٰهٌ مَعَ اللّٰهِؕ قَلٖيلاً مَا تَذَكَّرُونَؕ
٦٢
Meal
(Resûlüm!) De ki: Hamd olsun Allah'a, selam olsun seçkin kıldığı kullarına. Allah mı daha hayırlı, yoksa O'na koştukları ortaklar mı? 59﴿ (Onlar mı hayırlı) yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indiren mi? O suyla, bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği güzel güzel bahçeler bitirdik. Allah'tan başka bir tanrı mı var! Doğrusu onlar sapıklıkta devam eden bir güruhtur. 60﴿ (Onlar mı hayırlı) yoksa yeryüzünü oturmaya elverişli kılan, aralarından (yer altından ve üstünden) nehirler akıtan, arz için sabit dağlar yaratan, iki deniz arasına engel koyan mı? Allah'tan başka bir tanrı mı var! Doğrusu onların çoğu (hakikatleri) bilmiyorlar. 61﴿ (Onlar mı hayırlı) yoksa darda kalana kendine yalvardığı zaman karşılık veren ve (başındaki) sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzünün hakimleri kılan mı? Allah'tan başka bir tanrı mı var! Ne kadar da kıt düşünüyorsunuz! 62﴿

Tefsir

Sûrenin başından buraya kadar anlatılan kıssalarda peygamberlerin ve getirdikleri mesajın önemi vurgulandıktan sonra bu âyetlerde de Allah’ın varlığı, birliği ve sonsuz kudretini gösteren kozmik deliller sıralanmakta, müşriklerin âhiret hakkındaki inanç ve tutumları tenkit edilmektedir. 59. âyette Allah, Hz. Peygamber’e bu âyetleri okumaya başlarken kendisine lutfettiği peygamberlik ve diğer nimetlerinden dolayı Allah’a hamdetmesini ve davetini tebliğ etmesi için seçtiği peygamberlere salâtü selâm getirmesini emretmektedir. Şevkânî, âyette geçen “Allah’ın seçkin kıldığı kullar” ifadesini genel anlamda yorumlar ve hem peygamberlerin hem de onlara iman eden müminlerin bu zümreye girdiğini söyler (IV, 141). Yazılı veya sözlü herhangi bir hitabede bulunurken sözün başında Allah’a hamdetme, bu buyruğa dayalı olarak Hz. Peygamber’e ve ailesine salâtü selâm getirme geleneği zamanımıza kadar devam etmiştir.

61. âyette iki deniz arasına konulduğu bildirilen engelden maksat, tuzluluk oranı farklı denizleri birbirinden ayıran sınırdır. Özgül ağırlığı farklı olan yani birinin suyu diğerine nisbetle daha tuzlu olan iki su kütlesi yan yana durdukları halde aralarında görünmeyen bir perde varmış gibi birbirine karışmamakta ve birleşimlerindeki farklılık değişmemektedir (krş. Furkan 25/53; Rahmân 55/19-20; bu âyette geçen diğer konular hakkında bilgi için bk. Nahl 16/14-16).

Önceki âyetlerde Allah’ın kudretini göstermek için dış âlemden deliller getirilmişti; 62. âyette ise Allah’ın insanlar üzerindeki iki türlü tasarrufundan bahsedilerek kudretinin sonsuzluğuna delil getirilmektedir. Bunlar: a) Allah’ın, ihtiyaçtan dolayı kendisine dua edenin duasını kabul edip imdadına yetişmesi, sıkıntılarını gidermesi; b) İnsanları yeryüzünün yöneticileri yapması veya nesilleri birbirinin ardından getirerek yeryüzünün sahipleri kılmasıdır.

63
Ayet
اَمَّنْ يَهْدٖيكُمْ فٖي ظُلُمَاتِ الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَمَنْ يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْراً بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهٖؕ ءَاِلٰهٌ مَعَ اللّٰهِؕ تَعَالَى اللّٰهُ عَمَّا يُشْرِكُونَؕ
٦٣
Meal
(Onlar mı hayırlı) yoksa karanın ve denizin karanlıkları içinde size yolu bulduran, rahmetinin (yağmurun) önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen mi? Allah'tan başka bir tanrı mı var! Allah, onların koştukları ortaklardan çok yücedir, münezzehtir. 63﴿

Tefsir

İnsanların karada ve denizde gece karanlığında yolculuk yaparken yönlerini tayin etmelerine elverişli olarak yaratılmış olan yıldızlar, bunlardan faydalanacak özellikte yaratılmış olan insan zekâsı (krş. En‘âm 6/97), ayrıca denizlerden buharlaşan suyu kara parçalarının içlerine kadar götürüp oralarda yağmur veya kar olarak yağmasını sağlayan ve bu yağmurların (rahmet) müjdecisi olan rüzgâr, işte bütün bunlar Allah’ın varlığını, birliğini ve kudretinin büyüklüğünü gösteren kevnî delillerdendir (krş. A‘râf 7/57).

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 201-202