Kur'an ,Meal ve Tefsir Okuma Alanı. Seslendirmek istediğiniz ayetin üzerine çift tıklayınız.

Nahl Suresi

268
14 . Cüz
3-8
Ayet
وَتَحْمِلُ اَثْقَالَكُمْ اِلٰى بَلَدٍ لَمْ تَكُونُوا بَالِغٖيهِ اِلَّا بِشِقِّ الْاَنْفُسِؕ اِنَّ رَبَّكُمْ لَرَؤُ۫فٌ رَحٖيمٌۙ
٧
وَالْخَيْلَ وَالْبِغَالَ وَالْحَمٖيرَ لِتَرْكَبُوهَا وَزٖينَةًؕ وَيَخْلُقُ مَا لَا تَعْلَمُونَ
٨
Meal
Onlar ağırlıklarınızı, sizin ancak zorlukla varabileceğiniz beldelere taşırlar. Şüphesiz Rabbiniz çok esirgeyicidir, çok merhametlidir. 7﴿ Hem binesiniz diye, hem de süs olarak atları, katırları ve merkepleri de yarattı. Bilemeyeceğiniz daha nice şeyleri de yaratır. 8﴿

Tefsir

Sûrenin ilk âyetinde yüce Allah’ın, putperestlerce ileri sürülen ortaklardan münezzeh olduğu, 2. âyetinde O’ndan başka tanrı bulunmadığı ifade buyurulduktan sonra 18. âyete kadar olan bölümde de bu gerçeği kanıtlamak üzere O’nun varlığının, birliğinin ve yaratıcı kudretinin bazı delilleri gösterilmekte, insanın yararlanmakta olduğu ilâhî lutuf ve nimetler hatırlatılmakta, nimetin sahibini tanıyıp O’na şükretmek gerektiği uyarısında bulunulmaktadır.

Tasavvuf ve felsefe kültüründe “büyük âlem” denilen yer ve göklerle “küçük âlem” denilen insanın yaratılması ve yaratılış keyfiyeti, insanı kuşatan canlı ve cansız tabiatın ona yararlı olacak şekilde nimet ve imkânlarla donatılması hep Allah’ın varlığına ve hikmetli yaratıcılığına delâlet etmektedir. 8. âyette Allah’ın, burada sayılanlar dışında, o günkü insanların veya her devirde yaşayanların bilmedikleri daha başka şeyler de yaratmakta olduğu ifade edilmek suretiyle hem yaratılışın akıp giden bir süreç olduğu belirtiliyor hem de insanlarda, gördükleriyle yetinmeyip tabiatın gizliliklerini keşfetme merakı uyandırılması hedefleniyor, bu keşiflerin Allah inancının gelişip güçlenmesine katkıda bulunacağına işaret ediliyor.

Yeryüzünde insandan başka hiçbir varlık Allah’a karşı gelme gücüne ve özgürlüğüne sahip değildir. Bu sebeple 3. âyette insanın yaratılış sürecine dikkat çekilerek (bu hususta geniş bilgi için bk. Mü’minûn 23/12-14), “bir damla su”dan, bir spermden yaratılan insanın, yaratanına karşı çıkacak kadar irade ve eylem gücüyle, özgürlüğüyle donatıldığına, “alelâde bir nesne iken böylesine yüksek ve şerefli bir düzeye ulaşması”na (Râzî, XIX, 226); bunun da ilim ve hikmet sahibi yüce yaratıcının varlığı, birliği ve ulu kudretinin delili olduğuna dikkat çekilmesi son derece anlamlıdır.Müfessirler, 5 ve 6. âyetlerde, diğer maddî ve psikolojik faydaları yanında bilhassa tüylerinden, sütlerinden ve etlerinden istifade edilmek üzere yaratıldığı bildirilen ve en‘âm kelimesiyle ifade edilen hayvanların koyun, keçi, sığır ve deveden ibaret olduğunu belirtirler. 8. âyette ise at, katır ve eşek cinsinin diğerlerinden ayrı zikredilmiş; bunların taşıma aracı ve ziynet olarak yaratıldığı bildirilirken etlerinden ve sütlerinden söz edilmemiştir. Bazı fakihler bu ifadeleri de dikkate alarak, bu üç hayvanın etlerinin ve sütlerinin haram olduğunu belirtmişlerdir. Ancak âlimlerin çoğunluğu bu âyetlerin Allah’ın yaratıcılığı ve nimetleriyle ilgili olduğu, buradan hareketle etleri yenen ve yenmeyen hayvanlar hakkında hüküm çıkarmanın isabetli olmayacağı kanaatindedirler (Ebû Bekir İbnü’l-Arabî, III, 1145 vd.; Râzî, XIX, 229-230; İbn Âşûr, XIV, 107-110).

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 379-380
9
Ayet
وَعَلَى اللّٰهِ قَصْدُ السَّبٖيلِ وَمِنْهَا جَٓائِرٌؕ وَلَوْ شَٓاءَ لَهَدٰيكُمْ اَجْمَعٖينَࣖ
٩
Meal
Doğru yolu göstermek Allah'a aittir. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi. 9﴿

Tefsir

Doğru yolu göstermek Allah’a aittir ve O, lutuf ve keremiyle kullarına doğru yolu mutlaka gösterir. İnsanların, bildikleri ve bilmedikleri bütün varlıkları yoktan yaratan, onların bir kısmından insanların yararlanmasını mümkün kılan Allah Teâlâ olduğu gibi, insanların doğru ve adaletli yolu görmelerine, o yolda yürümelerine, bu suretle evrenin en seçkin varlığı olarak insan olmanın şerefine uygun bir hayat tarzını benimseyip yaşamalarına imkân veren de O’dur. Yukarıdaki âyetlerde sıralanan delilleri iyi düşünüp değerlendiren bir insan, Allah’a giden doğru yolu da bulmuş olur. Ama yolun eğrisi de vardır; yani insan hayatı seçeneksiz, tek çizgi değildir; aksine insanlar kendi iradelerine göre Allah’ın doğru yol olarak bildirdiğini seçebilecekleri gibi yanlış bir yol da tutabilirler. “Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi.” Ama O, bu konuda insanları özgür bıraktı, tercihlerinin sonucundan da sorumlu tuttu. Şu halde insan bu sorumluluğunu asla unutmamalı; kendisinin, özgürlükten yoksun oldukları için sorumluluk da taşımayan diğer canlılardan farklı olduğunu, özgürlüğünün bir ayrıcalık olduğu kadar bir imtihan sebebi de olduğunu bilmeli; nasıl bir yol tuttuğunu, nasıl inandığını, nasıl yaşadığını çok iyi düşünüp değerlendirmelidir.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 380
10-11
Ayet
هُوَ الَّـذٖٓي اَنْزَلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً لَكُمْ مِنْهُ شَرَابٌ وَمِنْهُ شَجَرٌ فٖيهِ تُسٖيمُونَ
١٠
يُنْبِتُ لَكُمْ بِهِ الزَّرْعَ وَالزَّيْتُونَ وَالنَّخٖيلَ وَالْاَعْنَابَ وَمِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِؕ اِنَّ فٖي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
١١
Meal
O, göklerden sizin için su indirendir. İçilecek su ondandır. Hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de onunla meydana gelir. 10﴿ Allah o su ile size; ekin, zeytin, hurma ağaçları, üzümler ve her türlü meyvelerden bitirir. Elbette bunda düşünen bir kavim için bir ibret vardır. 11﴿

Tefsir

“Gökten indirilen su”, Kur’an’ın en çok başvurduğu kozmik delillerdendir. Bunun sebebi de, bütünüyle hayatın varlığı ve devamının suya bağlı bulunması ve suyun yararlanılabilir hale gelmesinde yağmurun taşıdığı önemdir. Bütün gezegenler içinde dünyanın bilinen en farklı özelliği, Allah’ın burada suyu yaratmış olmasıdır. Ayrıca yağmurun insan ve diğer canlılar, bitkiler için taşıdığı özel önem dolayısıyla konumuz olan âyette de görüldüğü gibi Kur’an’da yağmur ve onun sonuçları sayesinde elde edilen bazı temel ürünler bilhassa hatırlatılmakta, Allah’ın bu benzersiz lutfuna dikkat çekilerek bunlar üzerinde düşünmek, lutuf sahibini tanıyıp şükretmek gerektiği bildirilmektedir.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 382
12-13
Ayet
وَسَخَّرَ لَكُمُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَۙ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَؕ وَالنُّجُومُ مُسَخَّرَاتٌ بِاَمْرِهٖؕ اِنَّ فٖي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَۙ
١٢
وَمَا ذَرَاَ لَكُمْ فِي الْاَرْضِ مُخْتَلِفاً اَلْوَانُهُؕ اِنَّ فٖي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَذَّكَّرُونَ
١٣
Meal
O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler vardır. 12﴿ Sizin için yeryüzünde çeşitli renk ve biçimlerle yarattığı şeyleri de sizin hizmetinize verdi. Öğüt alan bir toplum için bunda ibretler vardır. 13﴿

Tefsir

Gece ile gündüzün, ay ile güneşin ve bir kıraate göre (bk. Zemahşerî, II, 324; İbn Atıyye, III, 382) yıldızların, çeşitli renklerdeki nebatatın insanların hizmetine verilmesi mecazi bir anlatım olup maksadı şudur: Dünyanın kutup bölgeleri dışındaki yerlerinde gece ve gündüz, insanın bedensel ve psikolojik sağlığına, çalışma ve istirahat etme ihtiyacına uygun periyotlarla, kusursuz bir düzen içinde yer değiştirmektedir; bu suretle –aksi de mümkün olmakla birlikte– genellikle gece insanların dinlenmesine, gündüz de çalışmasına daha elverişli kılınmıştır. Güneşin, ayın ve yıldızların, yeryüzünde hayatın oluşması, gelişmesi ve kolaylaşması yönündeki rolü de yeryüzü varlıkları içinde en çok insanlara yaramaktadır; çeşitli bitkilerden de birçok canlı istifade etmektedir. Ama sonuçta bütün canlılar içinde yeryüzünün imkânlarını kendi lehine en iyi şekilde kullanan varlık insandır. İşte bütün bu özellikleriyle gece ve gündüz, ay, güneş, yıldızlar ve yeryüzünün muhtelif bitkileri, doğru düşünmesini bilenleri metafizik hakikatlere yönelten deliller olarak Kur’an-ı Kerîm’de sıklıkla tekrar edilmekte, insanın Allah’a inanıp şükretmesini gerektiren nimetler arasında zikredilmektedir.

11. âyetin sonunda “İşte bunda düşünen bir topluluk için büyük ibret vardır” denildikten sonra 12. âyetin sonunda “Bunda aklını kullanan bir topluluk için önemli ibretler vardır”; 13. âyetin sonunda da, “Bunda düşünüp taşınan bir kavim için büyük ibret vardır” buyurularak insanın zihinsel kapasitesinin, âyetlerin metninde “tefekkür, akletme, tezekkür” kavramlarıyla ifade edilen işlevlerine dikkat çekilmektedir. Tefekkür, “zihni sürekli kullanarak varlığın gizli anlamlarını adım adım kavrama faaliyeti”; akletme, “duyu alanına giren varlık ve olaylardan hareket ederek görülmeyen gerçekler hakkında bilgi edinme şeklindeki aklî çaba”; tezekkür ise “üzerinde düşünülen varlıkların türlerini, özelliklerini hatırlayarak, dikkate alarak hakikati anlama gayreti” için kullanılır. Böylece üç âyette de varlık ve olaylardaki “âyet” kelimesiyle ifade edilen gizli ve derin anlamları, delilleri anlayıp kavrayabilmek, sonuçta ilâhî hakikatlere ve hidayete ulaşabilmek için insanın mutlaka zihin yeteneklerini, aklını kullanması gerektiği bildirilmektedir.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 382-383
14-16
Ayet
وَهُوَ الَّذٖي سَخَّرَ الْبَحْرَ لِتَأْكُلُوا مِنْهُ لَحْماً طَرِياًّ وَتَسْتَخْرِجُوا مِنْهُ حِلْيَةً تَلْبَسُونَهَاۚ وَتَرَى الْفُلْكَ مَوَاخِرَ فٖيهِ وَلِتَبْتَغُوا مِنْ فَضْلِهٖ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
١٤
Meal
O, taze et yemeniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarmanız için denizi sizin hizmetinize verendir. Gemilerin orada suyu yara yara gittiğini görürsün. (Bütün bunlar) onun lütfundan nasip aramanız ve şükretmeniz içindir. 14﴿

Tefsir

14, 15, 16 nolu ayetlerin tefsiri bir sonraki sayfada verilmiştir.