Kur'an ,Meal ve Tefsir Okuma Alanı. Seslendirmek istediğiniz ayetin üzerine çift tıklayınız.

Hûd Suresi

228
12 . Cüz
53-56
Ayet
اِنْ نَقُولُ اِلَّا اعْتَرٰيكَ بَعْضُ اٰلِهَتِنَا بِسُٓوءٍؕ قَالَ اِنّٖٓي اُشْهِدُ اللّٰهَ وَاشْهَدُٓوا اَنّٖي بَرٖٓيءٌ مِمَّا تُشْرِكُونَۙ
٥٤
مِنْ دُونِهٖ فَكٖيدُونٖي جَمٖيعاً ثُمَّ لَا تُنْظِرُونِ
٥٥
اِنّٖي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّٰهِ رَبّٖي وَرَبِّكُمْؕ مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَاؕ اِنَّ رَبّٖي عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ
٥٦
Meal
Biz sadece şunu söyleriz: "Seni, ilahlarımızdan biri fena çarpmış." Hûd dedi ki: "İşte ben Allah'ı şâhit tutuyorum. Siz de şâhit olun ki, ben sizin Allah'ı bırakıp da O'na ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. Haydi hepiniz toptan bana tuzak kurun, sonra da bana göz açtırmayın." 54-55﴿ "İşte ben, hem benim, hem sizin Rabbiniz olan Allah'a dayandım. Yer-yüzünde bulunan hiçbir canlı yoktur ki, Allah, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir." 56﴿

Tefsir

Hz. Hûd, kavmine gönderilmiş bir peygamber olduğunu aklî deliller ve getirdiği mûcizelerle anlattı. Kur’an-ı Kerîm bu mûcizelerin ne olduğunu bildirmemiş olmakla birlikte Hûd’un getirdiği mûcizeleri kavminin inkâr ettiğini haber vermektedir (bk. âyet 59). Kavmi onun getirdiği mûcizelere ve kullandığı aklî delillere değer vermedi ve çağrısını reddetti. Ayrıca Hûd’u küçümsediklerinden dolayı onun sözüne bakarak ilâhlarından vazgeçmeyeceklerini ve ona iman etmeyeceklerini bildirdiler. “Tanrılarımızdan biri senin aklını almış!” diyerek Hûd’un, tanrılarına dil uzatmasından dolayı onlardan biri tarafından çarpıldığını, bu sebeple delirmiş olabileceğini ileri sürdüler. Putperestlerin bu saygısız ve inatçı davranışları karşısında Hûd kendisinin hak peygamber olduğuna dair yüce Allah’ı şahit tuttuğu gibi topluluğun şirkinden uzak olduğu konusunda da doğrudan onları şahit gösterdi. Tanrılarının aklını almış olması iddiasına karşılık da hepsine meydan okuyarak bu iddiayı çürüttü. Çünkü Hûd Allah’a tevekkül edip O’na teslim olmuştu. O’nun adaletine güveniyor, neylerse güzel eyleyeceğine inanıyordu.

56. âyet evrende ne kadar canlı varsa hepsinin Allah’ın emrinde ve kontrolünde bulunduğunu, O’nun kudret ve iradesinin bütün varlıklar üzerinde mutlak ve kesin olarak müessir olduğunu ifade eder. Hûd bu sözüyle Allah’ın izni olmadan kendisine kimsenin tuzak kurup kötülük yapamayacağına inancının tam olduğunu vurgulamak istemiştir. “Şüphesiz rabbimin yolu dosdoğru yoldur” diye çevirdiğimiz kısmın tam karşılığı “Şüphesiz rabbim dosdoğru yol üzerindedir” şeklindedir. Allah’ın yolunun dosdoğru yol olmasından maksat, O’nun hüküm ve tasarruflarının tamamen doğru, adalete uygun olması, zulüm, hata ve yanlışlıktan uzak bulunmasıdır.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 179
57
Ayet
فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقَدْ اَبْلَغْتُكُمْ مَٓا اُرْسِلْتُ بِهٖٓ اِلَيْكُمْؕ وَيَسْتَخْلِفُ رَبّٖي قَوْماً غَيْرَكُمْۚ وَلَا تَضُرُّونَهُ شَيْـٔاًؕ اِنَّ رَبّٖي عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ حَفٖيظٌ
٥٧
Meal
"Eğer yüz çevirirseniz; bilin ki ben, benimle gönderileni size tebliğ ettim. Rabbim (dilerse) sizden başka bir kavmi sizin yerinize getirir ve siz ona bir zarar veremezsiniz. Şüphesiz Rabbim, her şeyi koruyup gözetendir." 57﴿

Tefsir

Eğer sırt çevirirseniz bilin ki size ulaştırmakla görevli olduğum şeyi size bildirdim. Rabbim yerinize başka bir kavmi getirebilir. Siz O’na hiçbir engel çıkaramazsınız. Şüphesiz rabbim her şeyi gözetendir.”
58
Ayet
وَلَمَّا جَٓاءَ اَمْرُنَا نَجَّيْنَا هُوداً وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مِنَّاۚ وَنَجَّيْنَاهُمْ مِنْ عَذَابٍ غَلٖيظٍ
٥٨
Meal
Helâk emrimiz gelince, Hûd'u ve beraberindeki iman etmiş olanları, tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Onları ağır bir azaptan kurtardık. 58﴿

Tefsir

“Emrimiz gelince” ifadesi artık Allah’ın beklenen azabının geldiğini haber vermektedir. Âd kavmi inkârcılıkta ısrar edince artık Allah’ın cezasını hak etmiş ve azabın belirtileri kendini göstermeye başlamıştı. Yüce Allah önce yağmurlarını kestiği için, kuraklık ortalığı kasıp kavurdu. Ünlü İrem bağları yok olup gitti. Tefsirlerde anlatıldığına göre Âd halkı bir gün vadilerine doğru gelmekte olan büyük bir kara bulut görünce yağmur yağacak diye sevindiler. Oysa bu bulutla Allah onların üzerine kasıp kavurucu bir kasırga, bir fırtına göndermişti; bu fırtına Âd kavminin yurdunda yedi gün sekiz gece uğultulu bir şekilde esti. Sonunda insanları sökülmüş hurma kütükleri gibi yerlere seriverdi (bk. Kamer 54/19-20; Hâkka 69/6-7), muhteşem sarayları ve köşkleri de yerle bir oldu; böylece Âd kavmi yok olup gitti. Yüce Allah Hûd’u ve onunla beraber iman edenleri rahmetiyle bu şiddetli azaptan kurtardı. Âyette Hûd ve beraberindeki müminlerin kurtarılmaları iki defa zikredilmiştir. Bunlardan birincisi dünyadaki ceza, ikincisi ise âhiretteki azap olarak yorumlanmıştır.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 179-180
59-60
Ayet
وَتِلْكَ عَادٌ جَحَدُوا بِاٰيَاتِ رَبِّهِمْ وَعَصَوْا رُسُلَهُ وَاتَّبَعُٓوا اَمْرَ كُلِّ جَبَّارٍ عَنٖيدٍ
٥٩
وَاُتْبِعُوا فٖي هٰذِهِ الدُّنْيَا لَعْنَةً وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِؕ اَلَٓا اِنَّ عَاداً كَفَرُوا رَبَّهُمْؕ اَلَا بُعْداً لِعَادٍ قَوْمِ هُودٍࣖ
٦٠
Meal
İşte Âd kavmi! Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler. Onun peygamberlerine karşı geldiler ve inatçı her zorbanın emrine uydular! 59﴿ Onlar, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lanete uğratıldılar. Biliniz ki Âd kavmi, Rablerini inkâr etti. (Yine) biliniz ki Hûd'un kavmi Âd Allah'ın rahmetinden uzaklaştı. 60﴿

Tefsir

Bu iki âyet Âd kavminin helâk oluş sebep ve sonuçlarını veciz bir şekilde özetlemektedir: Onlar Allah’ın âyetlerini inkâr ettiler ve peygamberlerine isyan edip inatçı her zorbanın izinden gittiler. Bu sebeple hem bu dünyada hem de kıyamet gününde lâneti hak ettiler. Âd kavminin inkâr ettiği peygamber Hûd bir kişi olduğu halde âyette çoğul olarak “peygamberler” (rusül) şeklinde gelmiştir. Müfessirler, bir peygambere isyan edilmesinin bütün peygamberlere isyan olarak kabul edildiğini, bu sebeple peygamberlerin çoğul olarak zikredildiğini söylemişlerdir (İbn Âşûr, XII, 105). Nitekim Kur’an’da bunun başka örnekleri de vardır (meselâ bk. Şuarâ 26/123). 60. Âyetin son iki cümlesi Hûd kıssasının da son cümleleri olup Âd kavminin suç ve cezasını kısa birer cümle ile net bir şekilde tekrar vurgulamaktadır: Onlar rablerini inkâr ettiler; bu sebeple Allah’ın rahmetinden uzaklaştırıldılar.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 180
61-62
Ayet
وَاِلٰى ثَمُودَ اَخَاهُمْ صَالِحاًۘ قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللّٰهَ مَا لَكُمْ مِنْ اِلٰهٍ غَيْرُهُؕ هُوَ اَنْشَاَكُمْ مِنَ الْاَرْضِ وَاسْتَعْمَرَكُمْ فٖيهَا فَاسْتَغْفِرُوهُ ثُمَّ تُوبُٓوا اِلَيْهِؕ اِنَّ رَبّٖي قَرٖيبٌ مُجٖيبٌ
٦١
قَالُوا يَا صَالِحُ قَدْ كُنْتَ فٖينَا مَرْجُواًّ قَبْلَ هٰذَٓا اَتَنْهٰينَٓا اَنْ نَعْبُدَ مَا يَعْبُدُ اٰبَٓاؤُ۬نَا وَاِنَّنَا لَفٖي شَكٍّ مِمَّا تَدْعُونَٓا اِلَيْهِ مُرٖيبٍ
٦٢
Meal
Semûd kavmine de kardeşleri Salih'i peygamber gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yok. O sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizi oranın imarında görevli (ve buna donanımlı) kıldı. Öyle ise ondan bağışlanma dileyin; sonra da ona tövbe edin. Şüphesiz Rabbim yakındır ve dualara cevap verendir. 61﴿ Onlar şöyle dediler: "Ey Salih! Bundan önce sen, aramızda ümit beslenen bir kimseydin. Şimdi babalarımızın taptıklarına tapmamızı bize yasaklıyor musun? Şüphesiz, biz senin bizi çağırdığın şeyden derin bir şüphe içindeyiz." 62﴿

Tefsir

Semûd kavmi, eski bir Arap kabilesi olup rivayetlere göre adını Hz. Nûh’un oğlu Sâm’ın üçüncü kuşaktan torunu olan Semûd b. Câsir’den almıştır. Bir önceki kıssada anlatılan Âd kavmiyle aynı soydan olup Sâm’ın oğlu İrem’de birleşmektedirler. Suriye ile Hicaz arasında bulunan Hicr’de yaşamışlardır (bk. İbn Âşûr, VIII/2, 215-216, ayrıca bk. A‘râf 7/73-79).

Sâlih aleyhisselâm Semûd’un soyundandır, bu kabileye Allah’ın dinini tebliğ etmek üzere gönderilmiş bir peygamberdir, Hûd’dan sonra Arap ırkından gelmiş ikinci peygamber olduğuna inanılmaktadır (bk. Reşîd Rızâ, XII, 120). Sâlih’in kıssası Kur’an’da birçok yerde anlatılmış olup her geçtiği yerde kıssanın farklı yönleri ön plana çıkarılmıştır.

Âd kavminden sonra gelişip güç ve kuvvet kazanmış olan Semûd kavmi başlangıçta tevhid inancına sahipti, Allah’ın birliğine, peygambere ve âhiret gününe inanıyordu. Ancak zamanla bunlar da Âd kavmi gibi putperest oldular. Nitekim Sâlih’in onları Allah’a kulluk etmeye çağırmasından putlara tapmaktan vazgeçip tövbe etmelerini ve Allah’tan af dilemelerini istemesinden de bu durum anlaşılmaktadır. Ancak kavmi onun akıl, zekâ, şahsiyet ve bilgisiyle daha önce içlerinde itibarlı biri olduğunu itiraf etmelerine rağmen, atalarının taptığı putları bırakıp Allah’a tapmalarını isteyince kafalarının karıştığını ve peygamberin çağrısıyla ilgili birçok şüpheleri bulunduğunu ifade ettiler.

Dipnot

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 182-183