56-59
اَلْمُلْكُ يَوْمَئِذٍ لِلّٰهِؕ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْؕ فَالَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فٖي جَنَّاتِ النَّعٖيمِ
وَالَّذٖينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا فَاُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُهٖينٌ
وَالَّذٖينَ هَاجَرُوا فٖي سَبٖيلِ اللّٰهِ ثُمَّ قُتِلُٓوا اَوْ مَاتُوا لَيَرْزُقَنَّهُمُ اللّٰهُ رِزْقاً حَسَناًؕ وَاِنَّ اللّٰهَ لَهُوَ خَيْرُ الرَّازِقٖينَ
لَيُدْخِلَنَّهُمْ مُدْخَلاً يَرْضَوْنَهُؕ وَاِنَّ اللّٰهَ لَعَلٖيمٌ حَلٖيمٌ
O gün, mülk Allah'ındır. İnsanlar arasında hüküm verir. (Bu hüküm gereği) iman edip iyi davranışlarda bulunanlar Naîm cennetlerinin içindedirler.
﴾56﴿
İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
﴾57﴿
Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen yahut ölenleri hiç şüphesiz Allah güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah, evet O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
﴾58﴿
Allah onları, herhalde memnun kalacakları bir girilecek yere sokacaktır. Allah, kesinlikle tam bir bilgi sahibidir, halîmdir.
﴾59﴿
Dünyada geçici güç, itibar ve servetle başkaları üzerinde hâkimiyet kurmuş olanların burada ulaştıkları yargıların ve buna göre yaptıkları uygulamanın gerçek bir değere sahip olmadığı, asıl kıymet ifade eden yargının mahşer günü Allah tarafından verileceği; daha önce sınav ortamının gereği olarak yine O’nun iradesiyle elde edilmiş olan sınırlı egemenliklerin o gün tamamen sona ereceği ve mutlak hükümranlığın yalnız Allah’a ait olduğunu herkesin anlayacağı bildirilmekte; ardından da Cenâb-ı Allah’ın vereceği hüküm ve bunun sonuçları hakkında hatırlatmalar yapılmaktadır. Buna göre Allah’a iman edip bu inanca yaraşır iyi işler yapanlar nimetlerle dolu cennetlere konacak, inkârcılıkta direnenler aşağılayıcı cezalara çarptırılacaktır. Bu genel tasniften sonra Allah yolunda hicreti göze alıp yollara düşen ve bu uğurda canlarını feda edenlere özel mükâfatlar bulunduğu ayrıca belirtilmektedir.
Dipnot
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 742
60
ذٰلِكَۚ وَمَنْ عَاقَبَ بِمِثْلِ مَا عُوقِبَ بِهٖ ثُمَّ بُغِيَ عَلَيْهِ لَيَنْصُرَنَّهُ اللّٰهُؕ اِنَّ اللّٰهَ لَعَفُوٌّ غَفُورٌ
İşte böyle. Her kim, kendisine verilen eziyetin dengi ile karşılık verir de, bundan sonra kendisine yine bir tecavüz ve zulüm vaki olursa, emin olmalıdır ki, Allah ona mutlaka yardım edecektir. Hakikaten Allah çok bağışlayıcı ve mağfiret edicidir.
﴾60﴿
Bazı müfessirler bu âyetin iniş sebebi olarak şu olayı zikrederler: Bir grup müşrik muharrem ayında bir müslüman topluluğu ile karşılaşmış ve “Nasıl olsa Muhammed’in adamları haram aylarda savaşmazlar” deyip onlara saldırmaya yeltenmişlerdi. Müslümanlar onları uyardıkları halde niyetlerinden vazgeçmediler. Müslümanlar bu haksız saldırıya karşılık verip onları mağlûp ettiler. Olayın duyulması üzerine Medine’deki bazı müminler haram aylarda savaşmış olmaktan ötürü onları kınayan sözler sarfettiler, bunun üzerine âyet indi ve onların haklılığını tescil etti (Taberî, XVII, 195; Şevkânî, III, 526).
Dipnot
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 747
61-62
ذٰلِكَ بِاَنَّ اللّٰهَ يُولِجُ الَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي الَّيْلِ وَاَنَّ اللّٰهَ سَمٖيعٌ بَصٖيرٌ
ذٰلِكَ بِاَنَّ اللّٰهَ هُوَ الْحَقُّ وَاَنَّ مَا يَدْعُونَ مِنْ دُونِهٖ هُوَ الْبَاطِلُ وَاَنَّ اللّٰهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبٖيرُ
Böylece (Allah, haksızlığa uğrayana yardım edecektir ve buna kadirdir). Çünkü Allah, geceyi gündüze katar, gündüzü geceye katar. Şu da muhakkak ki Allah, hakkıyla işiten ve görendir.
﴾61﴿
Böyledir. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. O'nun dışındaki taptıkları ise bâtılın ta kendisidir. Gerçek şu ki Allah, evet O, uludur, büyüktür.
﴾62﴿
Bütün bu anlatılanların iyi kavranması için ilâhî kudretin herkesçe sürekli olarak görülen nişanelerinden bir örnek verilmekte, her şeyin Allah’ın varlık ve hoşnutluğuyla anlam kazandığı, O’nun dışında tapınılan, kendinden bir şeyler beklenen bütün varlıkların boş olduğu ifade edilmektedir (gecenin gündüze gündüzün de geceye katılması hakkında bk. Âl-i İmrân 3/27).
Dipnot
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 748
63-66
اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ اَنْزَلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءًؗ فَتُصْبِـحُ الْاَرْضُ مُخْضَرَّةًؕ اِنَّ اللّٰهَ لَطٖيفٌ خَبٖيرٌۚ
لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِؕ وَاِنَّ اللّٰهَ لَهُوَ الْغَنِيُّ الْحَمٖيدُࣖ
Görmedin mi, Allah, gökten yağmur indirdi de bu sayede yeryüzü yeşeriyor. Gerçekten Allah çok lütufkârdır, (her şeyden) haberdardır.
﴾63﴿
Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Hakikaten Allah, yalnız O zengindir, övgüye değerdir.
﴾64﴿
63, 64, 65, 66 nolu ayetlerin tefsiri bir sonraki sayfada verilmiştir.