KUR'AN-I KERİM | 446. Sayfa | Sâffât Sûresi

1 . Ayet

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَالصَّٓافَّاتِ صَفاًّۙ

2 . Ayet

فَالزَّاجِرَاتِ زَجْراًۙ

3 . Ayet

فَالتَّالِيَاتِ ذِ كْراًۙ

4 . Ayet

اِنَّ اِلٰهَكُمْ لَوَاحِدٌؕ

1-4 . Meal

Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah'ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilahınız gerçekten bir tek ilahtır. ﴾1-4﴿

5 . Ayet

رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ الْمَشَارِقِؕ

5 . Meal

O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da (Batıların da) Rabbidir. ﴾5﴿

6 . Ayet

اِنَّا زَيَّنَّا السَّمَٓاءَ الدُّنْيَا بِزٖينَةٍۨ الْكَوَاكِبِۙ

6 . Meal

Biz en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık. ﴾6﴿

7 . Ayet

وَحِفْظاً مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ مَارِدٍۚ

7 . Meal

Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. ﴾7﴿

8 . Ayet

لَا يَسَّمَّعُونَ اِلَى الْمَلَأِ الْاَعْلٰى وَيُقْذَفُونَ مِنْ كُلِّ جَانِبٍࣗ

9 . Ayet

دُحُوراً وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌۙ

8-9 . Meal

Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır. ﴾8-9﴿

10 . Ayet

اِلَّا مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَاَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ

١٠

10 . Meal

Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder). ﴾10﴿

11 . Ayet

فَاسْتَفْتِهِمْ اَهُمْ اَشَدُّ خَلْقاً اَمْ مَنْ خَلَقْنَاؕ اِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِنْ طٖينٍ لَازِبٍ

١١

11 . Meal

(Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: "Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı? Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık. ﴾11﴿

12 . Ayet

بَلْ عَجِبْتَ وَيَسْخَرُونَࣕ

١٢

12 . Meal

Hayır, sen (onların haline) şaştın onlar ise alay ediyorlar. ﴾12﴿

13 . Ayet

وَاِذَا ذُكِّرُوا لَا يَذْكُرُونَࣕ

١٣

13 . Meal

Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar. ﴾13﴿

14 . Ayet

وَاِذَا رَاَوْا اٰيَةً يَسْتَسْخِرُونَࣕ

١٤

14 . Meal

Bir mucize gördükleri zaman onu alaya alıyorlar. ﴾14﴿

15 . Ayet

وَقَالُٓوا اِنْ هٰذَٓا اِلَّا سِحْرٌ مُبٖينٌۚ

١٥

15 . Meal

(Dediler ki:) "Bu bir büyüden başka bir şey değildir." ﴾15﴿

16 . Ayet

ءَاِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَاباً وَعِظَاماً ءَاِنَّا لَمَبْعُوثُونَۙ

١٦

16 . Meal

"Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı, biz mi tekrar diriltileceğiz?" ﴾16﴿

17 . Ayet

اَوَاٰبَٓاؤُ۬نَا الْاَوَّلُونَؕ

١٧

17 . Meal

"Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?" ﴾17﴿

18 . Ayet

قُلْ نَعَمْ وَاَنْتُمْ دَاخِرُونَۚ

١٨

18 . Meal

De ki: "Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz)." ﴾18﴿

19 . Ayet

فَاِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ فَاِذَا هُمْ يَنْظُرُونَ

١٩

19 . Meal

O ancak şiddetli bir sesten ibarettir. Bir de bakarsın ki onlar (diriltilmiş hazır) beklemektedirler. ﴾19﴿

20 . Ayet

وَقَالُوا يَا وَيْلَنَا هٰذَا يَوْمُ الدّٖينِ

٢٠

20 . Meal

Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür." ﴾20﴿

21 . Ayet

هٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ الَّذٖي كُنْتُمْ بِهٖ تُكَذِّبُونَࣖ

٢١

21 . Meal

Onlara, "İşte bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm ve ayırım günüdür" denilir. ﴾21﴿

22 . Ayet

اُحْشُرُوا الَّذٖينَ ظَلَمُوا وَاَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوا يَعْبُدُونَۙ

٢٢

23 . Ayet

مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَاهْدُوهُمْ اِلٰى صِرَاطِ الْجَحٖيمِۙ

٢٣

24 . Ayet

وَقِفُوهُمْ اِنَّهُمْ مَسْؤُ۫لُونَۙ

٢٤

22-24 . Meal

Allah meleklere şöyle emreder: "Zulmedenleri, eşlerini ve Allah'ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir. ﴾22-24﴿