KUR'AN-I KERİM | 595. Sayfa

8 . Ayet

اَلَمْ نَجْعَلْ لَهُ عَيْنَيْنِۙ

9 . Ayet

وَلِسَاناً وَشَفَتَيْنِۙ

10 . Ayet

وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِۚ

١٠

8-10 . Meal

Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona iki yolu (doğru ve eğriyi) göstermedik mi? ﴾8-10﴿

11 . Ayet

فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَؗ

١١

12 . Ayet

وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْعَقَبَةُؕ

١٢

13 . Ayet

فَكُّ رَقَبَةٍۙ

١٣

14 . Ayet

اَوْ اِطْعَامٌ فٖي يَوْمٍ ذٖي مَسْغَبَةٍۙ

١٤

15 . Ayet

يَتٖيماً ذَا مَقْرَبَةٍۙ

١٥

16 . Ayet

اَوْ مِسْكٖيناً ذَا مَتْرَبَةٍؕ

١٦

11-16 . Meal

Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç-açık bir yoksulu doyurmaktır. ﴾11-16﴿

17 . Ayet

ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِؕ

١٧

18 . Ayet

اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِؕ

١٨

17-18 . Meal

Sonra iman edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve birbirlerine acımayı öğütleyenlerden olmaktır. İşte bunlar sağdakilerdir. ﴾17-18﴿

19 . Ayet

وَالَّذٖينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِنَا هُمْ اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِؕ

١٩

20 . Ayet

عَلَيْهِمْ نَارٌ مُؤْصَدَةٌ

٢٠

19-20 . Meal

Âyetlerimizi inkâr edenler ise işte onlar soldakilerdir. Cezaları, kapıları üzerlerine sımsıkı kapatılmış bir ateştir. ﴾19-20﴿

Şems Suresi

Mekke döneminde inmiştir. 15 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “eş-Şems”kelimesinden almıştır. Şems, güneş demektir

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla

1 . Ayet

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَالشَّمْسِ وَضُحٰيهَاۙࣕ

2 . Ayet

وَالْقَمَرِ اِذَا تَلٰيهَاۙࣕ

3 . Ayet

وَالنَّهَارِ اِذَا جَلّٰيهَاۙࣕ

4 . Ayet

وَالَّيْلِ اِذَا يَغْشٰيهَاۙࣕ

5 . Ayet

وَالسَّمَٓاءِ وَمَا بَنٰيهَاۙࣕ

6 . Ayet

وَالْاَرْضِ وَمَا طَحٰيهَاۙࣕ

7 . Ayet

وَنَفْسٍ وَمَا سَوّٰيهَاۙࣕ

8 . Ayet

فَاَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوٰيهَاۙࣕ

9 . Ayet

قَدْ اَفْلَحَ مَنْ زَكّٰيهَاۙࣕ

10 . Ayet

وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسّٰيهَاؕ

١٠

1-10 . Meal

Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene, nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir. ﴾1-10﴿

11 . Ayet

كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوٰيهَاۙࣕ

١١

12 . Ayet

اِذِ انْبَعَثَ اَشْقٰيهَاۙࣕ

١٢

13 . Ayet

فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللّٰهِ نَاقَةَ اللّٰهِ وَسُقْيٰيهَاࣞ

١٣

14 . Ayet

فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَاۙࣕ فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُمْ بِذَنْبِهِمْ فَسَوّٰيهَاۙࣕ

١٤

15 . Ayet

وَلَا يَخَافُ عُقْبٰيهَا

١٥

11-15 . Meal

Semûd kavmi azgınlığı yüzünden (Allah'ın elçisini) yalanladı. Onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) atıldığında, Allah'ın Resûlü onlara: «Allah'ın devesine ve onun su hakkına dokunmayın!» dedi. Ama onlar, onu yalanladılar ve deveyi kestiler. Bunun üzerine Rableri günahları sebebiyle onlara büyük bir felâket gönderdi de hepsini helâk etti. (Allah, bu şekilde azap etmenin) âkıbetinden korkacak değil ya! ﴾11-15﴿